Nerede kalmıştık?
.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde dersler dün başladı. Benim de iki haftalık hazırlık maratonum sona erdi. Kürkçü dükkanına geri döndüm: Dersler, öğrenciler, gazete yazıları, konuşmalar, toplantılar, vs. İngilizce “business as usual” denir.
Referandum günü çıkan son yazımda iki hafta suskunluğumu haber vermiştim. Bazı okuyucularımın gözünden kaçmış. Gazete değiştirdiğim endişesi oluşmuş. Mesaj yollayanlara teşekkür ederim.
Yazmadığı günlerde insana sanki çok şey oluyor gibi gelir. Bazen merak ederim. Acaba benim tatile çıkmamı mı bekliyorlardı? Bu kez söyleyemem. Çünkü iki haftanın heyecanlı bir döneme rastladığı baştan biliniyordu.
Referandum üstüne
Referandum sonucundan memnunum. Aslında tahminim tutmadı. “Evet” çıkacağı konusunda tereddütüm yoktu. Ama oranı yüzde 55’in altında bekliyordum. Tarhan Erdem’in araştırması beni de şaşırttı. Tarhan Bey’i candan kutluyorum.
Toplumun çoğunluğu ile aynı yönde oy kullanmak başıma sık gelmez. Genellikle tek hanede, hatta yüzde 5’in bile altında kalırım. Örneğin son seçimde Baskın Oran’ı destekledim. Seçilemedi. O açıdan bu referandum keyif verdi.
Anayasa değişikliğinin yüksek bir oranla kabul edilmesi de yararlı oldu. Yakın bir sonuç meşruiyet tartışmalarını canlandırırdı. Kampanya döneminde iyice sertleşen siyasi kutuplaşma devam ederdi. Bu tatsız ihtimal ortadan kalktı.
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, sonucun reformcu hamleyi güçlendirdiği kanısındayım. Aklımda özellikle Kürt sorununa barışçı çözüm var. Nitekim ilk işaretler o önde geliyor.
Ekonomik açıdan iki etken öne çıkıyor. Biri büyümenin motoru tüketiciler, diğeri büyümeyi finanse eden mali piyasalardır. Her ikisi nezdinde Türkiye’ye güveni artırdığı görülüyor. Resmin bütünü ile tutarlıdır.
Ekonomi gündemi
İki haftada çok sayıda önemli veri yayınlandı. İlginç gelişmeler oldu. Yeni tartışmalar başladı. Yavaş yavaş bunların ayrıntılarına bakacağım. Bugün birkaç genel gözlemle yetiniyorum.
Büyüme hızı ikinci çeyrekte de yeni bir rekor kırdı. Doğrusu şaşırdım; çift haneli büyüme beklemiyordum. Herkes gibi benim de hesaplara geri dönmem, tahminlerde revizyona gitmem gerekiyor. İlk ev ödevim budur.
Döviz kuru polemikleri iyice alevlendi. Tartışmaların odağına giderek para politikasının sorumluluğu oturuyor. Seslendirilen çözüm önerileri makulden saçmaya geniş bir yelpazeyi kapsıyor. İşin buraya geleceğini daha önce yazdım. Bu aş daha çok su kaldırır!
İşte böyle; kısa bir aradan sonra tekrar okuyucularıma kavuşmaktan mutluyum.