Ne kadar zenginleştik?
.
Üç günlüğüne yurt dışındayım. Pazar günü Başbakan’ın kongre konuşmasını televizyonda izleyemedim. Radyoda son bölümüne yetişebildim. AKP iktidarının ekonomik bilançosunu değerlendiriyordu. Çoğu bildiğim sayılardı.
İlginç şekilde VATAN’ın ve hükümetin tarihi kesişiyor. Geçen hafta başı çıkan 10’uncu yıl ekinde genel bir değerlendirme yapmıştım. Maalesef uzun tutmuşum. Yazı işleri kısaltırken önemsediğim bazı grafik ve tabloları kesmek zorunda kaldı.
AKP iktidarında Türkiye ne kadar zenginleşti? Üretim ve tüketim artışına bakıyoruz. Tek tek mal ve hizmetlerin fizik miktarları bir fikir verebilir. Ama en kapsamlı gösterge kişi başına milli gelirdir.
Ancak ölçme sorunlarına dikkat etmek gerekir. Örneğin Başbakan cari kurdan dolarla kişi başına geliri seviyor. 2002’den 2011’e üç katına çıktı diyor (3.500’den 10.500 dolara). Bu hesap yanlıştır. Çünkü ABD enflasyonundan ve TL’nin değer kazanmasından etkileniyor. Ayrıca diğer ülkelerin büyümesini göz ardı ediyor,
Satınalma gücü paritesi
Perşembe yazımda Merkez Bankası’nın büyüme ve enflasyon analizini anlattım. Türkiye ve Kore’nin cari kurdan kişi başına gelirini ABD’nin yüzdesi olarak izliyor. Böylece ABD’ye ve Kore’ye göre nispi büyüme görülüyor.
Daha gerçekçi yöntem, hesabı cari kur yerine sabit fiyatla satınalma gücü paritesi (SGP) ile yapmaktır. Bunu tercih ettiğimi söyledim. Çünkü reel kur değişmelerinin etkisini kısmen de olsa arındırıyor.
Dünya Bankası 2011 verilerini yeni yayınladı. Ülkelerin SGP’ye göre kişi başına gelirini 2005 yılı uluslararası sabit dolar fiyatları ile ifade ediyor. Böylece ABD’ye, Euro bölgesine ve Kore’ye kıyasla Türkiye’de kişi başına gelirin değişimini kolayca buluyoruz.
Seri 1980’e kadar geri gidiyor. Yani daha uzun dönemli karşılaştırmalar için de yararlanabiliyoruz. Bugün amacım sadece AKP’nin iktidar dönemine bakmaktı. Dolayısı ile 2002 ve 2011 ile sınırlıyorum.
Başarılı büyüme performansı
Grafikte ilk iki sütun Türkiye’nin kişi başına gelirini ABD’nin yüzdesi olarak gösteriyor. 2002’de yüzde 24 iken 2011’de yüzde 32’ye yükseliyor. Anlamı açık: Bu dönemde kişi başına gelir daha hızlı büyüyor. Neticede ABD ile aramızdaki fark kapanıyor.
İkincisi karşılaştırmayı euro bölgesi ile yapıyor. Euro bölgesinde kişi başına gelir ABD’nin altında olduğu için Türkiye 2002’de daha yukarda başlıyor: Yüzde 34. Benzer bir artışla 2011’de daha yukarıda bitiriyor: Yüzde 45.
Üçüncüsü Kore ile karşılaştırıyor. Kore’nin kişi başına geliri hem ABD hem euro bölgesinden küçük olduğu için iyice yukarıda başlıyor: Yüzde 49. Ama artış oranı da düşük kalıyor. 2011’de yüzde 49’a çıkıyor.
Resim çok nettir. Son dokuz yılda Türkiye’de kişi başına gelir artışı üçünden de hızlıdır. Özellikle Kore ile gelir farkının az da olsa kapandığına dikkat çekerim. Dolayısı bu dinamizmin bundan sonra da korunması hayati önemdedir. Son politikalara eleştirilerim bu optiği yansıtıyor.