Merkez Bankası ne yapıyor?
.
Nisan istihdam verileri açıklandı. Bir yılda 1 milyonun üzerinde istihdam yaratılmasına rağmen işsizlik oranı yüzde 9,3’e yükseldi. Çünkü iş gücüne katılım artıyor. Mevsim etkisi arındırılmış işsizlik oranı yüzde 9,4 çıktı. Martla aynıdır.
Bugün bütçenin ilk yarı gerçekleşmesine bakmak istiyordum. Ama yazıya oturduğumda Maliye Bakanlığı sitesine konmamıştı. Son iç ve dış olumsuz gelişmeler maliye politikasını ekonominin temel çapasına dönüştürdü.
Başçı’nın açıklaması
Mali piyasalar haftaya gergin başlıyordu. Döviz satışının yarattığı TL likiditesi sıkıntısının tahvil piyasasına olumsuz etkisi medyada seslendirildi. Mekanizmanın nasıl çalıştığını yeni anlattım.
Ancak Merkez Bankası dün vites değiştirdi. Sabah internet sitesine Başkan Başçı’nın bir açıklaması konuldu. Temmuz Para Politikası Kurulunda gecelik fonlama faizinin yükselebileceği işareti geldi. Sık rastlanan bir olay değildir.
Piyasalar hemen tepki verdi. Ben yazıya oturduğumda (öğle saatleri) sepet kur 2.24 TL’nin, gösterge tahvil faizi yüzde 9’un altına gerilemişti. Yani korkulan olmadı. Nispeten daha sakin bir ortama geçiş sağlandı.
Zor denge
Nasıl tefsir edeceğiz? Bir kesim kura döviz satışı ile müdahaleyi hatalı buluyor. Sorunun ancak sert faiz artışı ile çözüleceğini savunuyor. “Sıcak paracı” dediğim “tarz-ı iktisat”tır. Son karar için “hem geç kaldı hem yetersiz” eleştirisini bekliyorum.
Katılmadığım biliniyor. 2012 başında denendi. O günün farklı koşullarında bile reel ekonomiye bedeli yüksek oldu. Gereksiz yere TL baskılandı. Ekonominin büyüme dinamiği kırıldı. Ne oldu? Çözüm sadece geleceğe atıldı. Şimdi o gün geldi.
Merkez Bankası zor bir dengeyi tutturmaya çalışıyor. Faizi çok yükseltirse sıcak para girişi canlanır. TL gene değer kazanır. Yükseltmezse kur fazla tırmanır. Fiyat istikrarı riske girer. Fonlama faizinde ılımlı bir artış bu dengeyi kurabilir mi? Göreceğiz.