Küresel resesyonun ayak sesleri
Boston
Hafta başında gelişmiş ülkelerde hükümetler banka sistemindeki kilitlenmeyi açmak için kesenin ağzını açtılar. Trilyonlarca dolar tutarında paketler açıklandı. Ama olumlu etkisi çok kısa, aslında bir gün sürdü. Ardından yeni bir fırtına mali piyasaları vurdu.
Son bir yılı hatırlamakta yarar var. Önce kolay atlatılacak likidite sıkıntısı dendi. FED para politikasını gevşetti. Ama çözüm olmadı. Sonra yatırım bankaları sorunlu dendi. Para ve maliye politikaları beraber gevşetildi. Yine işe yaramadı.
Son olarak bankacılık kesimi kilitleniyor, ekonomi çöker denildi. Trilyon dolarlık eşgüdümlü kurtarma operasyonu devreye sokuldu. Etkisi bir günde geçti. Şimdi batan “hedge” fonlardan, gelen ağır resesyondan söz ediliyor.
Bu hafta Türkiye’nin içinde olduğu yükselen ekonomilerle ilgili beklentilerde de bir bozulma gözleniyor. Aniden yapısal ve konjonktürel sorunları daha çok göze batmaya başladı. Belli ki mali fırtına bu taraflara yaklaşıyor.
ABD’den haberler kötü
Son gelen veriler Amerika’da tüketim harcamalarının yaz ortasında, yani son mali çalkantılardan önce azalmaya başladığını gösteriyor. Eylül kötü geçmişti. Ekim daha da kötü gidiyor. Nominal düşüş, enflasyonu ekleyince ciddi bir reel gerilemeye işaret ediyor.
Tüketim harcamalarındaki daralmada kredi sistemindeki kilitlenmenin payı var. Dayanıklı tüketim, özellikle araç alımında, kredi çok önemli. Medyada sürekli insanların kredi bulamadıkları için otomobil alamadıkları anlatılıyor.
Kredi daralması firmaların yatırım harcamalarını daha da fazla vuruyor. Haklı olarak işletmeler de nakte geçmek istiyorlar. En kolay yatırımlarını kısabiliyorlar. Zaten talep düşeceğine göre üretim artışı planları da yapılmıyor.
İç talepteki daralmayı telafi edecek bir ihracat artışı olanağı da ufukta görülmüyor. AB zaten yılın ilk yarısında resesyon ortamına girmişti. Japonya büyümüyor. Hammadde ve petrol fiyatlarındaki düşüş yeni zenginleri de kısmen de olsa kemer sıkmaya itecek gibi duruyor.
Talepte ve üretimde daralma işsizlik verilerine yansıyor. Resesyonun derinleşmesinde işsizlik anahtar rol oynar. İşsizlik işsiz kalma korkusunu artırır. İşini kaybetmeyen de harcamasını kısar. Böylece resesyon derinleşir ve işsizlik yükselir.
“İntizamsız düzeltme”
Küresel ekonomide biriken ciddi dengesizliklerin mutlaka bir düzeltme gerektirdiğini en azından son üç yıldır her fırsatta söylüyoruz. İlk günden beri okuyucularımızın dikkatini düzeltmenin alacağı biçime çekmeye çalışıyoruz.
“İntizamlı - intizamsız” düzeltme kavramlarını bu bağlamda tanıttık. İlkine “yumuşak iniş” de deniyor. Özünde mali kriz yaşanmadan, dolayısı ile kısa ve derin olmayan bir resesyonla sorunların çözülmesi anlamına geliyor.
“Sert iniş” nasıl olur diyenlere cevabımız çok kolaylaştı: Bugünkü gibi olur. Biriken dengesizliklerin büyüklüğü, alınan tüm tedbirlere rağmen mali krizin oluşmasını engelleyemedi. Dolayısı ile küresel ekonominin tümünü etkisi altına alan ağır ve derin bir resesyon kaçınılmaz hale geldi.