Kriz ve özel tüketim
.
Dün açıklanan mart enflasyonu beklentilerle uyumlu geldi. Bir sürpriz var mı diye verilere göz attım. Özellikle kira kalemini merak ediyordum. Gene gerilemiş ama bir duraklama seziliyor. İlginç olabilir, bakacağız.
Milli gelir analizi devam ediyor. 2009’u anlamaya çalışıyoruz. Önce yıllık verilerde üretim ve harcama kalemlerinin katkısını saptadık. Ardından takvim ve mevsim etkisi düzeltilmiş üçaylık GSYH verileri ile konjonktürü izledik.
Dört çeyrek süren resesyonun ilginç bir özelliği ortaya çıktı. İki farklı konjonktürden oluşuyor. 2008 ilkbahar ve yaz aylarında yumuşak bir daralma var. Buna karşılık 2008 sonbaharında ve 2009 kışında çok sert bir çöküş yaşanıyor.
Neden böyle oluyor? Analizi derinleştirmek için milli gelirin bileşenlerine bakmak gerekiyor. Grafikleri hazırlarken bir taşla iki kuş vurulabildiğini gördüm. Aynı anda 2009’u 2001’le karşılaştırıyorum. Kamuoyunu meşgul eden bir konudur.
Tanımlar
Özel tüketim harcamaları ile başlıyoruz. Nedenini tahmin etmek çok zor değildir. Milli gelirin artması sokaktaki adamı doğrudan ilgilendirmez. Haklıdır. Örneğin stok değişimi ona yansımaz. Vatandaş kendi tüketim düzeyine bakar.
Özel tüketim harcamaları milli gelirin en büyük kalemidir. Türkiye’de payı yüzde 70 civarındadır. Tüketilen mal ve hizmetlerin tümünü kapsar. Sadece konut alımı dışarıda kalır (yatırım harcaması sayılır).
Yöntemi özetleyelim. Üç aylık verilerden takvim ve mevsim etkileri temizleniyor. Milli gelirin kriz öncesi zirvesine tekabül eden 2008 kışı (ilk çeyrek) 100 alınıyor. Son iki yılı kapsayan özel tüketim endeksi bulunuyor.
Sonra aynı işlem 2001 krizi için yapılıyor. Milli gelir serisinden kriz öncesi zirvenin 2000 sonbaharı (dördüncü çeyrek) olduğu görülüyor. Aynı şekilde iki yıllık kriz dönemi özel tüketim endeksi hesaplanıyor.
Sonuçlar aşağıdaki grafiktedir. Okuma kolaylığı amacı ile tarih eksenine sadece son iki yıl kondu. 2001 krizini temsil eden (alttaki) çizgi 2000 sonu-2002 yazı arasını kapsıyor. Zirve ve dip tarihleri ayrıca işaretlendi.
2001 daha derin
Özel tüketimin iki krizdeki farklı davranışı çok nettir. 2009’da, resesyonun ilk iki çeyreğinde özel tüketim sınırlı geriliyor. 2008 sonbahar ve 2009 kışında yaşanan sert düşüşün ardından 2009 ilkbaharında güçlü toparlanma geliyor.
Halbuki 2001’de özel tüketimde büyük düşüş resesyonun başında ortaya çıkıyor. Resesyonun ikinci çeyreğinde (2001 yazı) özel tüketim dibe vuruyor. İki çeyrek yatay gidiyor. Resesyondan çıkışta da özel tüketim yavaş artıyor.
Krizin yol açtığı özel tüketim kaybının hangisinde daha büyük olduğu konusunda bir tereddüt yoktur. Dönemin tümünde 2001 eğrisi 2009 eğrisinin altındadır. 2001 krizi özel tüketimi (vatandaşı) daha fazla vurmuştur.
Farkı ölçelim. Tüketimin kriz öncesi zirvede sabit kalmasına kıyasla 2009’da kayıp 24 puan, 2004’te ise 54 puan çıkıyor. Yani 2001’in tüketim kaybı 2009’un iki buçuk katına yakındır. Devam edeceğim.