Kriz benzemezleri
.
Ödemeler dengesi Mart sonuçları Merkez Bankası tarafından yayınlandı. İlk çeyrek cari işlemler açığı 10 milyar dolara yükseldi. 2008 hariç (12.3 milyar dolardı) en yüksek ilk çeyrek dış açığıdır. Finansman kalitesi de düşüyor. Ayrıntılarına gireceğim.
Hazine Nisan nakit gerçekleşmesini açıkladı. Bütçenin öncü göstergesidir. Talepteki canlanma ve hükümetin harcamaları denetim altına alması Hazine’yi rahatlatıyor. Faiz-dışı dengede ilk dört ayda 4.4 milyar TL fazla var.
Başbakan Yardımcısı Babacan Mali Kural Kanun Tasarısı’nı tanıttı. Hükümet mali kuralı en geç yıl ortasında hayata geçirmeyi taahhüt etmişti. Özellikle formülde kullanılacak katsayıları merak ediyorduk. Çok önemlidir; ayrı bir yazı konusu yapacağım.
Farklı dengesizlikler
“Her gördüğün sakallıyı baban sanma” denir. Aynı şeyi mali krizler için söyleyebiliriz. Şu sıralarda Lehman Biraderler’le Yunanistan arasında paralellik kuruluyor. Halbuki ciddi benzemezlikler de var.
Her krizin nihai nedeni ekonomide biriken reel dengesizliklerdir. Olağan düzeltme mekanizmaları şu ya da bu şekilde çalışmaz. Ekonomi kırılma noktasına gelir. Genel kural budur. Ama dengesizlikler çok farklı olabilir.
İlk akla gelen dış dengede açık ya da fazladır. ABD’nin devasa dış açığı vardı. Karşı tarafta, başta Çin, dış fazla veren ekonomiler yer alıyordu. Buna karşılık Euro Bölgesi’nin dünya ile kayda değer bir dış açığı yoktur.
İkincisi borç düzeyidir. Özel ya da kamu kökenli olabilir. ABD’de (ve İngiltere’de) krizi özel kesimin aşırı borçluluğu tetikledi. Kamu borcu krizle mücadele sırasında yükseldi. Euro Bölgesi’nde ise sorun doğrudan kamu borçlarından çıktı.
Üçüncüsü bütçe açığıdır. ABD’de bütçe açığı kriz öncesinde yükselmişti. Canlandırma paketleri sorunu iyice ağırlaştırdı. Euro Bölgesi’nde kriz öncesinde bütçe açığı küçüktü. Krizde de maliye politikası fazla gevşemedi.
Farklı düzeltmeler
ABD’yi krize götüren süreci anlamak daha kolaydır. Özel kesimin aşırı borçlanması büyük bir dış açık yaratıyor. Krizde buna kamu borçları ekleniyor. ABD’nin dengesizliği küresel; yani düzelmesi için küresel uyum gerekiyor. Daha açık söyleyelim: ABD’nin dış açığı ancak diğer ülkelerin fazlaları ile birlikte küçülebilir.
Euronun sorunları ise bölge-içi dengesizliklerden kaynaklanıyor. Üye ülkelerin bir bölümü büyük dış açık, diğerleri dış fazla veriyor. Dış açığın gerisinde genellikle bütçe açığı ve kamu borçlanması yatıyor. En saf örnek Yunanistan’dır.
ABD ile Euro Bölgesi arasındaki temel fark buradadır. Euro Bölgesi’nin dengesizlikleri kamu kesimi kökenli ve bölge-içidir. Dolayısı ile düzeltme için küresel uyum gerekmiyor. Euro Bölgesi’nde maliye politikası uyumu öne çıkıyor.
Hangi düzeltme daha kolay, daha intizamlı gerçekleşebilir? Küresel düzeltme mi? Bölge-içi düzeltme mi? İlk bakışta ikincisi gibi duruyor. Ama diğer koşullar çok önemlidir. Maalesef bugün yerim bitti; bu ilginç konuya geri döneceğim.