Kredi-mevduat oranı
.
Japonya’nın sorunlu euro tahvilleri alacağı rivayetleri çıktı. Bayram değil, seyran değil... Japonya euro’yu neden destekliyor? Kur kavgalarının devamıdır. Yen yükselirken euro’nun değer kaybetmesini istemiyor.
Kasım ödemeler dengesi Merkez Bankası tarafından açıklandı. Cari işlemler açığı rekora doymuyor: 5.9 milyar dolar. Yıllığı 45 milyar dolara tırmandı. Dış açığın 50 milyar doları aşması ihtimali güçleniyor.
Bir başka rekor otomotiv sektöründen geldi. 2010’da 793 bin araç satılmış. Önceki rekor 760 bin araçla 2005’e aitti. Esas artış binek otomobilden kaynaklanıyor. Ticari araç satışı 2005’in altında kaldı. Tüketimle büyüme böyle oluyor.
Son yazımda takvim ve mevsim etkisi temizlenmiş dış ticaret miktar endekslerinden söz etmiştim. TÜİK Başkan Vekili Ömer Toprak’tan nazik bir hatırlatma geldi. Bu aydan itibaren TÜİK yayınlamaya başladı. Atlamışım. Sevindim.
Mevduat ve kredi
Kredi konusu ile devam ediyorum. Kredi mekanizması para politikasında yaşanan değişimin iki ucunda da yer alıyor. Merkez Bankası’nın faiz-dışı araçlara yönelmesinin temel nedeni kredilerdeki hızlı artış. Yeni politikanın ana hedefi de kredi artışını yavaşlatmak.
Geçen yazıda son iki yılda banka kredilerinde reel değişime baktık. Karşılaştırma için mevduatı da ekledik. Özellikle 2010’un ikinci yarısında kredi artışının çok hızlandığını, mevduat artışının çok üzerinde seyrettiğini saptadık.
Bankaların işlevini hatırlayalım. Bir yanda harcaması gelirinden az olanlar vardır. Tasarruflarını bankaya yatırırlar. Diğer yanda harcaması gelirinden fazla olanlar vardır. Bankadan kredi alırlar. Banka bu iki kesim arasında aracılık yapar.
2000 öncesinde bu mekanizma çalışmadı. Bankaya yatan mevduat özel kesime kredi olarak verilmedi. Bankalar riski daha az, yönetimi daha kolay devlet tahvillerini tercih etti. Mevduatlar özel yerine kamu harcamalarını fonladı.
2000 sonrasında sıkı maliye politikası bankaların esas işlerine dönmesini mümkün kıldı. Enflasyonun gerilemesi de tasarrufların mevduata yönelmesini destekledi. Böylece özel kesim kredilerindeki büyük artışın altyapısı oluştu.
Büyük dönüşüm
En iyi gösterge, bankaların reel kesime verdiği kredinin reel kesimin banka mevduatına oranıdır. Aşağıdaki grafik son dokuz yılda kredi/mevduat oranının seyrini gösteriyor. Hesapta yıl sonu değerlerini kullandım.
2002 sonunda 100 TL mevduatın sadece 28 TL’si reel kesime kredi olarak dönüyor. Sonra artış başlıyor. 2007’de yüzde 70’e ulaşıyor. Küresel krizin kredilere olumsuz etkisi ile 2009’da yüzde 68’e iniyor. 2010’da ise 13 puan birden artarak yüzde 81’e yükseliyor.
Böylece kritik sorulara geliyoruz. Yüzde 100’ü aşar mı? Aşmalı mı? Optimal oran var mıdır? Varsa nedir? Kim saptar? Vs. vs. Devam edeceğim.