Kasım enflasyonu
.
Kasım enflasyonu Cuma sabahı yayınlandı. Para Politikası Kurulu’nun son toplantı raporu uyarmıştı. Başta taze sebze ve meyve, gıda fiyatlarında yakın geçmişte yaşanan tırmanışın yerini düşüşe bıraktığını belirtmişti.
Halbuki piyasa tüketici fiyatlarında yüksek artış bekliyordu. Merkez Bankası Beklenti Anketinde Kasım beklentisi ortalama yüzde 0.9 olmuştu. Yüzde 0.4’an altında tahmin yoktu. Ben de yüzde 0.5 gibi nisbeten yüksek bir artış öngördüm.
Sonuçlar Merkez Bankası gerçekçi, piyasanın ise karamsar olduğunu gösterdi. Kasım’da TÜFE değişmedi. Daha doğrusu artış onbinde 3 düzeyinde kaldı. Dolayısı ile gazete manşetlerine “sıfır enflasyon ” şeklinde yansıdı.
Kasım 2009’de TÜFE yüzde 1.3 artmıştı. Dolayısı ile yıllık enflasyon yüzde 7.3’e geriledi. 2010’un en düşük yıllık enflasyonudur. Nisan’da yüzde 10.2’ü ve Eylül’de yüzde 9.3’ü gördüğünü hatırlatalım.
Neden tartışıyoruz?
İlginç şekilde, bu yıl sık sık enflasyonun ayrıntılarına inmek gereğini hissettik. İki neden öne çıkıyor. Gıda fiyatlarında yaşanan artışın etkisi ile yılbaşında enflasyon hızla tırmandı. Çift haneye ulaştı. Haklı olarak enflasyon korkuları depreşti.
Üstelik, aynı tarihlerde iç talepteki canlanma iyice belirginlik kazanmıştı. Özel tüketim kökenli hızlı büyümenin oluşturduğu talep baskısının enflasyonda kalıcı bir artışa yol açacağı düşünüldü. Para politikasının sıkılması gündeme geldi.
Böylece yükselen enflasyonun iki farklı tefsiri ortaya çıktı. Bir yanda fiyat artışının geçici ve arz kökenli olduğunu savunan Merkez Bankası vardı. Ben de bu görüşü paylaşıyordum. Nedenlerini bu köşede anlatmaya çalıştım.
Diğer tarafta mali piyasalar yer alıyordu. Kriz döneminde faizde yaşanan sert düşüş zaten çok şaşırtmıştı. Enflasyon verileri yaz aylarından itibaren faiz arttırının kaçınılmaz olduğu beklintisini güçlendirdi.
Bu süreçte nisbi fiyatların değişmesi, geçinme maliyeti, hayat pahalılığı vs. önemli bir dizi konuyu açma fırsatını bulduk. O açıdan enflasyon tartışmalarının yararlı olduğunu bile söyleyebiliriz.
Üç farklı enflasyon
Karar vericileri kolaylık sağlamak için TÜİK dokuz ayrı Özel Kapsamlı Tüketim Göstergesi hesaplanıyor. Merkez Bankası bunlardan birine (ÖKTG-I) özel önem veriyor. Talep etkisini ölçmek için ben kira kalemini yeterli buluyorum.
Aşağıdaki grafik dikkatli okuyucularıma tanıdık gelecektir. Eylül enflasyonuna bakarken yayınlamıştım (5 Ekim 2010). 2009 başından bugüne üç alt enflasyon endeksinde yıllık değişimi gösteriyor. Dikey eşiği hedefe yakın olması için yüzde 6’da kestim.
Yıllık kira artışı (çubuklar) sürekli geriliyor. Ekim 2009’da yüzde 6’nın altına iniyor. Dört aydır yüzde 4 düzeyinde istikrar kazandı. Aynı şekilde, yıllık ÖKTG-I (alttaki çizgi) 2009 ilkbaharından bu yana yüzde 6’nın altında. İki aydır yüzde 2.5 çıkıyor.
Gıda enflasyonu (üst çizgi) hem daha yüksek, hem büyük dalgaları var. Yıl başında celalleniyor. Yaz aylarını sakin geçiriyor. Sonbaharda tekrar patlıyor. Kasım’da inişe geçiyor. Bundan sonrası? Yeni sürpriz ihtimali yüksektir.