İşsizlik hedeflemesi
.
ABD’de sinirler iyice gerildi. Bir anlaşma olmadığı takdirde bütçe açığını daraltan tedbirler yılbaşında yürürlüğe giriyor. Böylece maliye politikası tek hamle ile milli gelirin yüzde 5’i kadar sıkılıyor. Bütçe açığı ve kamu borcu sonunu hafifliyor.
Ama büyüme ve işsizlik sorunu ağırlaşıyor. Bütçe açığı özel talep yetersizliğini kısmen telafi ediyordu. Daralması talebi ve üretimi düşürecektir. O nedenle “bütçe uçurumu” deniyor. 2013’de ABD’nin resesyona girmesi dünya için kötü haberdir.
ABD’de yaşanan kutuplaşma iktisat politikasının en iyi bilinen açmazına örnektir. Uzun dönemde bütçe açığını ve kamu borcunu sürdürülebilir düzeye çekmek gerekiyor. Ama bunu hızlı yapmak kısa dönemde topluma gereksiz büyük maliyet ödetiyor.
Euro krizi ile benzerliğe dikkat çekelim. Almanya’da Hristiyan Demokrat Merkel, ABD’li Cumhuriyetçiler gibi önce bütçe disiplini diyor. Avrupa solu ise akıcı çözümün büyümeden daha az fedakarlıktan geçtiğini savunuyor.
Fed’in radikal kararı
Anlaşmazlık özünde ideolojik ve siyasidir. Vergilerin artmasına kategorik karşı çıkan Cumhuriyetçiler kongreye hakim. Kamu harcamalarında tüm kısıntıları reddeden Demokrat Obama ise Beyaz Saray’da oturuyor.
Siyasi kilitlenme Fed’i geleneksel para politikası anlayışının dışına çıkmaya zorladı. Merkez Bankası’nın tavrı çok kritikti. Bernanke pekala “Sorun yapısaldır ve siyasidir; para politikası bir şey yapamaz” diyebilirdi. Ama ABD’de işler öyle yürümüyor.
Fed harekete geçti. Geçen hafta fevkalade radikal bir önlem aldı. O güne kadar faizleri çok uzun süre sıfır tutacağını belirtmekle yetiniyordu. Bir adım daha attı. ABD’de işsizlik oranı yüzde 6.5’a inmediği sürece bu faizleri koruyacağını açıkladı.
Ya enflasyon? Fed onu ikinci plana çekti. Enflasyonla mücadeleye ancak kendisinin gelecekle ilgili enflasyon tahmininin kalıcı şekilde yüzde 2.5’un üzerine yükselmesi halinde öncelik verecek.
Para politikasında yeni bir çağın başladığını söyleyebiliriz. Fed çok açık şekilde son otuz yıla damgasını vuran hali ile enflasyon hedeflemesinin dışına çıkıyor. Biraz provokasyon yapalım. Yeni politikaya “işsizlik hedeflemesi” denebilir mi?
Para politikasına yeni hedefler
Project Syndicate sitesini daha önce tanıttım (www.project-syndicate.org). Dünyaca ünlü iktisatçı ve düşünürlerin kısa makaleleri yayınlanıyor. Bizdeki köşe yazılarına benziyor. Sürekli katkı yapanlar arasında Kemal Derviş de yer alıyor.
Derviş’in Fed’in kararını değerdiren yazısı Perşembe günü yayınlandı: “Merkez Bankaları istihdamı hedeflemeli mi?” Derviş’in yukarıdaki soruya “evet” dediği başlıktan hissediliyor.
Yazı enflasyona odaklanan ortodoks anlayışın yetersizliğini euro krizi üzerinden inceliyor. Avrupa Merkez Bankası’nın da enflasyon hedefini yükseltmesini ve işsizlikle mücadele azmini yansıtan bir işsizlik hedefi koymasını savunuyor.
Para politikasının enflasyon dışında bir hedefe yönelebilmesi Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Örneğin Türkiye için dış taleple büyüme ekonominin temel kırılganlık nedenine yönelen anlamlı bir hedeftir. Konu önemli; geri döneceğim.