IMF ve euro krizi
.
Kriz dönemlerinde tarih hızlanıyor. İlginç gelişmeler ve önemli veriler birbiri ardına geliyor. Arkasından koşmak gerekiyor. Normal zamanlarda bir (hatta birkaç) yazı ile ayrıntısına gireceğim konulara ancak bir paragraf ayırabiliyorum.
İyi bir haberle başlıyorum. Seyfettin Gürsel’den “yakın çevremin ısrarına dayanamayıp bir blog açtım” mesajı geldi (www.seyfettingursel.blogspot.com). Çok sevindiricidir. Hemen iki yazı koymuş. Mutlaka okumanızı öneriyorum.
İlki G-20 açıklamasını değerlendiriyor. Sunulan büyüme yol haritası gerçekçi mi? Bir türlü düzelmeyen reel dengesizliğin temel nedenine parmak basıyor: talep nereden gelecek? Başta Çin ve Almanya, dış fazla veren ülkelerin sorumluluğunu vurguluyor.
Diğeri IMF’ye verilen paraya bakıyor. Geçen yazıda “ek özkaynak” demiştim. Düzeltiyorum. Doğrusu “ödünç paralardan oluşan bir havuz sistemidir”. Gelişen ülkelerle ABD arasında sermaye arttırımı çatışmasını çok iyi özetliyor.
IMF Almanya’ya karşı
IMF üye ülkeler için düzenli şekilde “Madde 4 konsultasyonu” adı verilen bir değerlendirme yapıyor. Ocak’ta çıkan Türkiye raporunun ayrıntısına girdim (31 Ocak yazım). Bu hafta euro bölgesi sonuç belgesi yayınlandı. Doğal olarak ilgilendim.
Küresel kriz IMF’ye bile kamp değiştirdi. Ortodoks iktisadın iflasını kabullendi. Keynesci O.Blanchard baş iktisatçı oldu. Yeni paradigma rapora yansıyor. Çözüm için iki ekseni vurguluyor. İlki yapısal reformlardır. “Sağlam ve tamamlanmış bir parasal birliğe” geçilmesi diyor. İkisini vurguluyor.
Bir: parasal birliğin bankacılık sistemine genişletilmesi. Şu sıralarda çok konuşuluyor. Mevduat sigortasının ve banka kurtarma yetkisinin merkezileşmesi anlamına geliyor.
İki: kamu maliyesinde bütünleşme. Bu da epeydir seslendiriliyor. Parasal birlikten bütçe federalizmine giden yolun açılmasıdır. Müşterek tahvil çıkarılmasını da kapsıyor.
Diğeri konjonktür politikalarıdır. Öncelikle bütçe açıkları ile mücadelenin zamana yayılmasını istiyor. Erken kemer sıkmanın felakete götüreceğini savunuyor. Hatta (sıkı durun), enflasyonda artışa yeşil ışık yakıyor.
Bunlar Almanya’nın başından itibaren karşı çıktığı politikalardır. Yani IMF’de öbür kampa katıldı. Gücü yeter mi? Sanmam. Gene de euro için ufak da olsa bir umut kaynağıdır.
Daron Acemoğlu
Perşembe akşamı duygusal boyutu yoğun bir ödül törenine katıldım. Galatasaraylılar Derneği (“Cemiyet”) yıllık Galatasaray Ödülü ihdas etti. Adayların liseli olmaları gerekmiyor. Uluslararası düzeyde başarı aranıyor.
Küresel kriz bağlamında ilk ödül iktisat alanında verildi. Jürinin işi çok kolaydı. Oybirliği ile MIT öğretim üyesi (üstelik liseli) Daron Acemoğlu seçildi. Bu ismi bir kenara yazın. Genç yaşında (1967’li) zirveye tırmandı. Nobel adaylığı konuşuluyor.
Eser listesi özetlenemeyecek kadar kapsamlı ve uzundur. Lütfen sitesini dolaşın (http://economics.mit.edu/faculty/acemoglu). Bizin mesleğin yüz akıdır. Bir bilgi: son kitabı “Neden Milletler Başarısız Olur?” yakında Türkçe yayınlanıyor.
Hem Cemiyeti, hem Daron’u candan kutluyorum.