İlk yarıda bütçe
.
Küresel mali piyasalar haftayı kötü kapattı. Dow Jones Cuma günü yüzde 2.5 değer kaybetti. Endeks 10.100’ün altına indi. Devamı gelecek gibi duruyor. İMKB ise bütün siyasi gürültüye rağmen direniyor. İlginçtir.
Mali piyasalar euro paritesini de tutturamadı. Bir ay önce euro 1.20 doların altını gördüğünde yakında parite eşitlenir deniyordu. Ama bu hafta 1.30’a yükseldi. Ne oldu? Hani Euro Bölgesi dağılıyordu? Ciddiye almayın demiştim.
Gündem yoğun olunca haftada üç yazı yetmiyor. Küresel düzeltme sürecine bakarken içeride çok konu birikti. Özellikle dış denge ve istihdam ayrı yazı gerektiyor. Oradan başlayacaktım. Ama Mali Kural kanunu sonbahara kalınca önceliği bütçeye veriyorum.
Disiplin bozuluyor mu?
Maliye Bakanlığı Haziran bütçe gerçekleşmesini açıkladı. Hazine nakit dengesinde aylık nakit açığı rekor düzeyde (10 milyar TL) çıkmıştı. Yarısı vergi tahsilatında ay kaymasını yansıtıyordu. Gene de rahatsız etti.
Haziran’da faiz-dışı dengede 2.1 milyar TL , bütçede 5.4 milyar TL açık çıktı. Böylece yılın ilk yarısında faiz-dışı fazla 12.1 milyar TL’ye gerilerken bütçe açığı 15.4 milyar TL’ye yükseldi.
Karşılaştırma için bütçenin yıl sonu değerlerini hatırlatalım: Faiz-dışı fazla 6.5 milyar TL, bütçe açığı 50 milyar TL. Dolayısı ile ilk yarı gerçekleşmesi hedef içinde kalıyor. Bütçe disiplinden koptu diyemeyiz.
Ama ayrıntıda pürüz var. Faiz-dışı harcama artışı geçen yıla göre Haziran’da yüzde 22, ilk yarıda yüzde 12 oldu. Faiz-dışı harcamada ani bir artış haklı olarak iktisatçıları ve mali piyasaları rahatsız eder. Disiplinle ilgili tereddütler uyandırır.
12 ay birikimli faiz-dışı dengenin son bir yıllık seyri aşağıdaki grafikte yer alıyor. (Aslında bütçe açığı daha anlamlı bir göstergedir ama Türkiye faiz-dışı fazlaya alıştı). Faiz-dışı fazla 2009’un ikinci yarısında geriliyor. Kasım’da dibe vuruyor (-1.5 mil. TL). Sonra sürekli yükseliyor fakat Haziran’da az da olsa düşüyor. Soru işaretidir.
Mali Kural gecikiyor
İki gündür çok konuşuldu ve yazıldı. Bu sütunda ayrıntılarını açıkladığımız Mali Kural’ın Meclis tatile girmeden yasalaşması bekleniyordu. Son anda Ekim’e kaldığı açıklandı. Bayağı şaşırttı.
Mali Kural arayışına genelde sıcak bakmadığımı baştan itibaren yazıyorum. Muhafazakar sağın siyaseti sınırlamak için geliştirdiği bir araçtır. Ekonomide ve siyasette “vesayeti” sevmem. Zaten Keynesciler çok karşıdır.
Gelelim Türkiye’ye. Bana hep “IMF’siz batarız ” korosunu anımsattı. “IMF şarttır” dendi, hükümet yanaşmadı. Ne oldu? İçeriye döviz akışı faiz düşürdü, TL’ye değer kazandırdı. Koro IMF’in yerine Mali Kural’a sarıldı. Mağlup pehlivan güreşe doymazmış!
Kısa dönemde etkisi olacağını sanmam. Aynı şeyi tamamen vazgeçilmesi için söyleyemem. Hatta olumlu bir senaryo bile yazarım. Mali piyasalar korkar, döviz girişi çıkışa dönüşür, TL değer kaybeder . Keşke, ama nerede bizde o şans!