İlk çeyrekte istihdam
.
Kapalı mekânlarda sigara yasağı ilk çeyrek verilerini incelemeye ara verdirdi. Bugün istihdam ve işsizlikle devam ediyoruz. Geriye bir tek Haziran sonunda yayınlanacak olan milli gelir kalıyor.
Sanayi ekonomilerinde makroekonomik göstergeler arasında uzak ara en önemlisi istihdamdır. Nedenini tahmin etmek kolaydır. İşsizlik vatandaşın güncel yaşamını çok etkiler. Dolayısı ile siyaseti doğrudan ilgilendirir.
2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarının en vahim sonuçları istihdam alanında ortaya çıkmaktadır. Yeri geldikçe “istihdamsız büyüme” sloganımızı tekrarlıyoruz. İstihdam cephesinde sorunların giderek biriktiğini vurguluyoruz.
İstihdamda yavaş artış
Aşağıdaki tabloda ana kalemler itibarıyla 2007 ve 2008’in ilk çeyrek verileri yer alıyor. Son bir yılda nüfus 800 bin kişi artarak 69.4 milyona, yetişkin nüfus (15+ yaş) 700 bin kişi artarak 49.7 milyona, çalışan ve işsizlerin toplamından oluşan iş gücü 200 bin kişi artışla 22.8 milyona yükseliyor.
İş gücünü yetişkin nüfusa bölünce katılma oranı bulunuyor. Son bir yılda katılma oranı 0.2 puan gerileyerek yüzde 45.9’a düşüyor. Örneğin 2000’de bu oran yüzde 47.2 idi. Gelişmiş ülkelerde ise yüzde genellikle 60-70 aralığında oluyor.
İş gücündeki 200 bin kişi artış istihdam ve işsizler arasında eşit (100’er bin) paylaşılıyor. İstihdam 20.2 milyona, işsizler 2.6 milyona yükseliyor. Dolayısı ile işsizlik oranı da 0.2 puan artarak yüzde 11.6’ya çıkıyor.
Tarım istihdamı 300 bin kişilik azalarak 4.8 milyona iniyor. Tarım-dışı istihdam 400 bin kişi artarak 15.4 milyona ulaşıyor. Ücret ve maaş karşılığında çalışanların sayısı da 600 bin kişilik artışla 15.4 milyona varıyor.
Sayılar çok nettir. 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikaları Türkiye’yi kısıtlı istihdam yaratan bir büyüme sürecine sıkıştırmıştır. Bu model tarımdaki fazla iş gücünün bir bölümünü sanayiye aktarmaya yetiyor. Ancak artan nüfusa istihdam yaratmakta yetersiz kalıyor.
İşsizlik çok yüksek
Kullanılan anket yönteminin bir başka sorunu var. İşsizliğin gerçek boyutunun doğrudan görülmesine izin vermiyor. Bu sorunu çözmek için “iş aramayıp, çalışmaya hazır olanlar” kategorisini işsizlere ekliyoruz.
Bu şekilde bulduğumuz düzeltilmiş işsiz sayısının 100 bin kişi artarak 4.8 milyona tırmandığını saptıyoruz. Yani son bir yılda daha gerçekçi işsizlik oranı 0.3 puan artışla yüzde 19.2’ye tırmanıyor.
Bu oran çok yüksektir. Üretim sürecine çalışarak katılmak isteyen beş yetişkinden birinin iş bulamadığı anlamına gelmektedir. Üstelik bu oran düşecek yerde artmaktadır. Uzun dönemde yaratacağı toplumsal ve siyasi tehditleri ne kadar vurgulasak azdır.