İlk çeyrekte enflasyon
.
“Kriz dibe vurdu” diyenlerin sesleri giderek daha fazla duyuluyor. İyimserler cephesine Başkan Obama ve Hazine Bakanı Summers da destek verdi. ABD’de talepteki ve üretimdeki gerilemenin önümüzdeki aylarda duracağını söylediler.
ABD’den ilginç bir veri geldi. Şubat ayında ihracatın yükseldiği açıklandı. Şu sıralarda ihracatı arttırabilen başka ülke bilmiyorum. Geri kalan bütün ülkelerde ihracat düşüyor. Dolardaki değer kaybının ABD’ye yaradığı görülüyor.
Türkiye’de kapasite kullanımı Mart’ta biraz kıpırdadı. Aralık düzeyine yükseldi. Ancak fark çok küçük; bir puan kadar. Yani kapasite kullanımı hâlâ çok düşük seyrediyor. Gene de sanayi üretiminde aylardır süregelen düşüşün Mart’ta durması ihtimali belirdi.
Şubat ödemeler dengesi açıklandı. Şubat’ta dış ticaret açığı neredeyse sıfırlanmıştı. Cari işlemler dengesinde fazla bekleniyordu. Yılın ilk iki ayında fazla 600 milyon dolar oldu. Geçen yıl 8 milyar dolar açık vardı.
Dört farklı etki
Enflasyonunu ekonomi gündeminde geri plana düşeceği 2008 sonbaharında belirginleşti. Bir yandan dışarıda daha önce hızla yükselen hammadde ve enerji fiyatları aynı hızla düşmeyi başladı. Öte yandan içeride talebin çöktüğü ortaya çıktı.
Buna karşılık iki alanda risk görülüyordu. Biri mali krizin TL’de ciddi değer kaybına yol açması idi. Geçmiş deneyimler döviz kurundan enflasyona güçlü bir geçişliliğe işaret ediyordu. Nitekim TL değer kaybetti.
Diğeri tarım ürünleri fiyatlarının yüksek düzeyde seyretmesi idi. 2007 yazından sonra tarım fiyatlarında uzun dönem trendinden bir sapma belirdi. Ne ölçüde kalıcı olduğu bilinmiyordu. Nitekim yeni eğilim 2009’da etkisini sürdürdü.
Demek ki, son altı ayda enflasyonu etkileyen dört etkenden ikisi aşağı ikisi yukarı yönde baskı yaratıyordu. Doğal olarak, fiili enflasyon bunların toplamını yansıtıyor. Lafı uzatmayalım. Toplam etki enflasyonu düşürücü yönde gereçekleşti.
Tüketici fiyatları ilk çeyrekte yüzde 1 arttı. 2005’den bu yana en düşük ilk çeyrek enflasyonudur. Yıllık tüketici enflasyonu yüzde 7.9’a geriledi. Yılbaşına göre 2.2 puan, Mart 2008’e kıyasla 1.3 puan düşüş anlamına geliyor.
Kur ve enflasyon
Tarım fiyatlarını bir başka yazıda ele alacağım. Bugün döviz kuru-enflasyon ilişkisinde yaşanan değişimi göstermek istiyorum. Kurun gene yükseldiği 2006 yazı ile farklara bakıyorum.
Aşağıdaki tabloda Nisan-Kasım 2006 dönemi ile Ağustos 2008-Mart 2009 dönemi sonuçları karşılaştırılıyor. İlk sütun sepet bazında döviz kurunda değişimi ifade ediyor. TL’nin 7 ayda değer kaybı 2006’da yüzde 12, bu kez yüzde 34 olmuş.
İkinci sütunda kurun en çok etkilediği üç mal kalemi ortalaması yer alıyor: mobilya, ev aletleri ve araç alımı. 2006’da kura yakın artış (yüzde 8) bu kez kurdan kopmuş ve yüzde 3 düşüşe dönüşmüş.
Üçüncü sütunda talep koşullarını en iyi yansıtan kira kalemi var. 2006’da yüzde 13’le kur hareketinin az üstüne çıkan artış bu kez yüzde 5’e, yani kurdaki artışın altıda birine inmiş.
Görüldüğü gibi, kurun enflasyona etkisi talep koşullarına bağlıdır. 2006’da talep patlamıştı. Kurun tırmanması derhal fiyatlara yansıdı. Bu kez resesyon kısır döngüsü çalışıyor. Kura rağmen enflasyon düşüyor.