Şampiy10
Magazin
Gündem

Göreli enflasyon

.

ABONE OL
Vatan Haber

Enflasyon analizine devam ediyoruz. Mart verileri yayınlandıktan sonra iki Anadolu kentinde konuşma yaptım. Hem sorularda hem toplantı sonrası sohbetlerde enflasyon konusunda tedirginliğin arttığı çok belirgindi.
Örneğin çok sayıda katılımcı bu yıl enflasyonun yüzde 10’u geçeceğini söyledi. Yüzde 15 ve üstünü telaffuz edenler çıktı. Geçmiş yüksek enflasyonun toplumsal hafızada bıraktığı derin izlerin kolay silinmediğini bir kere daha gördüm.
İnsan etkileniyor. Gayri ihtiyari acaba bir şey mi biliyorlar diye düşünüyor. İki gündür kendi enflasyon tahminlerim üzerinde çalışıyorum. Ana eğilimleri ve muhtemel riskleri anlamaya çalışıyorum. Senaryolar yazıyorum. Olgunlaştıktan sonra tahmin revizyonlarımı okuyucularımla paylaşacağım.

ABD ile karşılaştırma

Bir süredir arz ve maliyet şoklarının enflasyona etkisini vurguluyoruz. Dünya ekonomisinde hızlı büyüme hammaddelerde arz darboğazları yarattı. Petrol, madenler, tarım ürünleri, altın vs. enerji ve emtia fiyatları patladı. Dolayısıyla tüm dünyada tüketici enflasyonu tırmanmaya başladı.
Bu açıdan enflasyonları karşılaştırmanın genel resmi daha iyi görmeye katkısı olabileceğini düşündüm. İnternetten önemli ülkelerin yakın dönem verilerini indirdim. Sonuçta karşılaştırmayı Türkiye ile ABD arasında yapmaya karar verdim.
Her iki ülke tüketici enflasyonunu ortalama tüketici sepeti üzerinden ölçüyor. Yani ABD’de “Consumer Price Index” -CPI- ile bizim “Tüketici Fiyat Endeksini” -TÜFE- eşdeğer kabul edebiliriz.
Dönem olarak son dört yılı (Mart 2004’ten bugüne) aldım. İki endeksin yıllık değerlerini birbirine oranladım. Dalgalanmayı azaltmak için üç aylık ortalamaları kullandım. Böylece Türkiye’de tüketici enflasyonunun ABD’nin kaç katı olduğunu buldum. Sonuçlar aşağıdaki grafikte yer alıyor.
Düşüyor ama...
2004’ün yazından 2005 yazına kadar geçen sürede Türkiye’de enflasyon ABD’dekinin üç katı civarında seyrediyor. 2005 yazında 2 katına kadar geriliyor. Kasım 2005’ten sonra tekrar yükseliyor. 2006 Mayıs mali türbülansı (Nisan 2006) 2.5 katına çıkıyor.
Ardından göreli enflasyon hızlanıyor. Kasım 2006’da 6 katına yakın bir değer alarak tepeye vuruyor. Sonra tekrar düşüşe geçiyor. Ocak 2008’e gelindiğinde ABD’nin 2 katına kadar iniyor.
Halbuki bu dönemde TÜFE’nin yüzde 8-9 arasında durağan seyrettiğini biliyoruz. Demek ki göreli enflasyon ABD’de enflasyon yükseldiği için geriliyor. Bu ise Türkiye’nin enflasyonla mücadelede o kadar başarısız olmadığını söylüyor.
Ne var ki, bu yıl Şubat ve Mart’ta göreli enflasyon tekrar artışa geçiyor. Bence burada çok önemli bir soru var. Göreli enflasyonda artış geçici mi? Yoksa düşüş trendinde kırılma mı var? Enflasyonun bundan sonraki seyri bu sorunun cevabında yatıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. İlk çeyrekte sanayi üretimi
  2. Kapitalizmin eleştirisi
  3. Nisanda enflasyon
  4. 21’inci yüzyılda sermaye
  5. İlk çeyrekte dış ticaret
  6. Borçlanma faizi
  7. Faiz kararı ne olmalı?
  8. Faiz ve tasarruf oranı
  9. Reel faizin kısa tarihçesi
  10. İlk çeyrekte bütçe

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.