Eylül ödemeler dengesi
.
İrlanda’nın AB ve IMF ile anlaştığı yönünde haberler var. Paket için 100 milyar euro konuşuluyor. Mali piyasaları bir süre rahatlatabilir. Ama İngiliz medyası “euronun sonu geldi” plağını yeniden çalıyor. Birkaç aydır susmuştu.
Türkiye’ye etkisi merak ediliyordu. Borsa beklendiği gibi düştü. Döviz kuru bayram öncesine kıyasla yukarıda açıldı. Ama parite etkisi dışında ciddi bir hareket olmayacağı hemen ortaya çıktı.
Ekim bütçe gerçekleşmesi Maliye Bakanlığı tarafından açıklandı. Ocak-Ekim döneminde faiz dışı fazla 18 milyar TL, bütçe açığı ise 23 milyar TL çıktı. Hükümetin yıl sonu hedeflerini tutturmakta zorlanmayacağı anlaşılıyor.
OECD’nin yeni büyüme tahminleri medyaya yansıdı. Türkiye için 2011 ve 2012’de yüzde 5’in üstünde büyüme öngörüyor. Bana biraz iyimser geliyor. Raporu daha okumadım. Varsayımlarını gördükten sonra değerlendireceğim.
Dış açıkta rekorlar
Eylül ödemeler dengesi Merkez Bankası tarafından açıklandı.
Dış açık ve finansmanı Türkiye ekonomisinin kısa ve uzun dönemde zayıf halkalarından birini oluşturuyor. O nedenle daha yakından izlemeye aldık.
Eylül cari işlemler açığı 4.1 milyar dolar çıktı. Eylül ayı için tarihi bir rekordur. Son iki yıl 1 milyar dolar civarında kalmıştı. 2007’de bile 2.3 milyar dolardı. Böylece ilk dokuz ayda cari işlemler açığı 33 milyar dolara, yıllık açık ise 37 milyar dolara tırmandı.
Ocak-Eylül sayılarında belirginleşen önemli bir gelişmeye dikkat çekelim. Bu yıl sadece dış ticaret açığı büyümüyor. Aynı zamanda hizmetler dengesindeki fazla da hızla eriyor.
2009’un ilk dokuz ayında hizmet gelirlerinde 0.5 milyar dolar azalma, hizmet giderlerinde 2.5 milyar dolar artış var. Toplamı 3 milyar dolardır. Yani aşırı değerli TL hizmetleri de hırpalıyor. İhracatı azalıyor, ithalatı patlıyor.
Dış açıktaki bozulma çeyrek bazında daha netleşiyor. Üçüncü çeyrekte cari işlemler açığı 11.1 milyar dolar çıkıyor. Tarihin en yüksek üçüncü çeyrek dış açığıdır. Bundan sonra her çıkan veride yeni dış açık rekoruna alışmak gerekiyor.
Finansman kalitesi
Hızla büyüyen dış açığın finansmanında bir sorun olmadığını TL’nin değer kazanmasından biliyoruz. Fakat dış finansmanın kalitesindeki bozulma sürüyor. Kısa vadeli borçlanmanın payı giderek artıyor.
Ocak-Eylül döneminde doğrudan yatırımlara ve borsaya 6.5 milyar dolar giriş var. 2.5 milyar dolar net hata noksan kalemini ekliyoruz. Borç-dışı kaynak 9 milyar dolar ediyor. Dolayısı ile alınan dış borç toplamı 24.5 milyar dolara ulaşıyor.
TL cinsinden devlet tahvillerine yabancılar 8.5 milyar dolar yatırıyor. Döviz borçlanması ile birlikte kamu kesimi dış açığın finansmanına 12.8 milyar dolar katkı yapıyor.
Geri kalan 10.6 milyar doları özel kesim borçlanıyor. Yakın gelecekte bu durumun değişeceğini sanmıyorum.