Enflasyon ve para politikası
.
Kasım enflasyonu dün akşamüstü TÜİK tarafından yayınlandı. Ancak lojistik nedenlerle yazımı daha önce gazeteye yollamak zorunda kaldım. Sonuçları daha sonra değerlendireceğim.
Pazar günü enflasyon olgusunu bütçe açıkları ile açıklayan ve Türkiye’de çok yaygın olan görüşü eleştirdik. Birincisi, teorik açıdan ilişki çok zayıftır. Merkez Bankası bütçe açığını para basarak finanse etse dahi sonuç para talebinin seyrine bağlıdır.
İkincisi, ampirik olarak geçersizdir. Japonya, ABD, AB ülkeleri, Çin, Hindistan vs. düşük enflasyonlu ekonomilerde çok farklı bütçe açıkları söz konusudur. Keza, bütçe açığında zaman içinde değişimin de enflasyonu etkilemediği gözlenir.
Üçüncüsü, enflasyon ve bütçe açığının ters yönde hareketi Türkiye’den izlenebilir. Örneğin 2006’da bütçe açığı hızla kapandı ama enflasyon yükseldi. 2007’de bütçe açığı büyürken gıda ve enerji fiyatlarında olağan dışı artışlar yaşandı. Ama enflasyon düştü.
Enflasyonist baskı ve enflasyon
Friedman ne demişti? “Enflasyon daima ve her yerde parasal bir olaydır”. Bu ifadenin iktisat politikası bağlamına tercümesi çok kolaydır. Enflasyonun nedeni her yerde ve daima para politikasıdır. Başka türlü olması mümkün değildir. Hemen soralım. Olay iktisat teorisi açısından bu kadar açık ise, neden ortalıkta böylesine yoğun bir kavram kargaşası hüküm sürüyor? Enflasyonu bütçe açığına, ücretlere, kura, petrol fiyatlarına vs. bağlayan görüşler kamuoyunu etkiliyor?
Geri planda enflasyon olgusunun iki farklı boyutunun karıştırılması yatmaktadır. Biri enflasyonist baskılardır. Talep ya da arz koşullarından kaynaklabilir. Diğeri ise fiili enflasyondur. İkisi çok farklı şeylerdir.
Örneğin bütçe açığı toplam talebi artırarak talep enflasyonu baskısı yaratır. Ücretler, döviz kuru, petrol fiyatı, kuraklık vs. arz koşullarını değiştirir. Maliyet enflasyonu baskısına yol açar. Ancak, ortada enflasyon yoktur; enflasyonist baskı vardır. Enflasyonist baskının enflasyonla sonuçlanması için para politikasının buna izin vermesi gerekir. Bunu talep ya da maliyetten gelen enflasyonist baskıya rağmen para politikasını sıkmayarak (faizleri yükseltmeyerek) yapar.
Aksi halde, yani enflasyonist baskı halinde Merkez Bankası para politikasını sıkarsa enflasyon olmaz. Ne olur? Büyüme yavaşlar ve ekonomi resesyona girer. O kadar.
Para politikası sorumludur
Nitekim Merkez Bankası web sitesi “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını (http://www.tcmb.gov.tr/yeni/evds/konusma/tur/2002/konusma.php) sağlamak ve sürdürmektir” diyor. Böylece enflasyonu para politikasının belirlediğini de kabul etmiş oluyor.
Özetleyelim: Enflasyonun sorumluluğu tek başına para politikasına aittir. Yukarıdaki ifade o nedenle Merkez Bankası web sitesinde yer alır; Maliye Bakanlığı yada Hazine’nin web sitesinde değil.