Döviz kuru ve faizler
.
Mayıs dış ticaret endeksleri TÜİK tarafından açıklandı. Petrol ve altına paralel ithalat fiyatları geriliyor. Takvim ve mevsim etkisi arındırılınca miktar endeksleri ihracatta artış, ithalatta düşüş gösteriyor.
Mayıs ödemeler dengesi bugün açıklanıyor. Aslında eski önemi kalmadı. TL’nin değer kaybı tanım gereği dış açığı küçültecektir. Ama sermaye hareketlerindeki gelişmeler herkesin ilgisini çekiyor.
Göreceğiz.
Kuru kim belirler?
Kur-faiz muhabbetinden ben de sıkıldım ama yazmayınca olmuyor. Malum, Türkiye döviz kuruna aşırı duyarlıdır. Biraz hareketlenince sinirler gerilir. Felaket senaryoları yazılır. “Faiz lobisi” tam saha prese başlar. Gene öyle oluyor.
“Faizi kim belirler?” sorusunu yeni cevapladım (30 Haziran). Para piyasasında Merkez Bankası’nın mutlak hâkimiyetini vurguladım. Analiz döviz kuru için de geçerlidir. Kısa dönem gene Merkez Bankası’nın denetimindedir.
Araçları da o seçer. Son dalgada döviz satarak müdahaleyi tercih etti. Fiilen para piyasasından TL likiditesi çekmesi anlamına gelir. Mali sistemin TL için kendisine bağımlılığı artar. Para piyasasında eli güçlenir.
Kur ve gösterge faiz
Müdahale sonrasında döviz sepeti 2.23 TL civarında istikrar kazandı. Ama gösterge faiz dün yüzde 9’u gördü. Yani politika faizi ve faiz koridoru değişmediği hâlde kurla birlikte gösterge tahvil faizleri de yükseldi.
Neden? Derslerimde döviz piyasasının aynı zamanda TL piyasası olduğunu mutlaka vurgularım. Çünkü döviz ancak karşılığı TL’yi bulduktan sonra satın alınabilir. Bu da doğrudan ya da dolaylı tahvil satışı getirir. Tahvil arzı artınca faizi de yükselir. özetleyelim: Döviz satışı ile TL likiditesi sıkıldı. Kur hareketi sakinleşti. Gösterge faiz yükseldi. Fakat politika faizlerinde değişikliğe gidilmedi. Yani “sıcak paraya” soğuk davranıldı. Yeni politika anlayışının temel farkı budur. Alışmak gerekiyor.