Şampiy10
Magazin
Gündem

Döviz kuru neden kıpırdamıyor?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Almanya Başbakanı Merkel bugün Atina’yı ziyaret ediyor. Çok hareketli ve heyecanlı geçeceği kesindir. Euro krizinde geleceğe kaçma olanakları bitiyor. Yunanistan’ın durumu yeni yıla kalmadan açığa kavuşur. “Mutlu son” olur mu? Düşük ihtimaldir.

ABD’de seçim kampanyası kızışıyor. General Electric’i dünyanın en büyük şirketi yapan eski CEO Jack Welch hükümeti işsizlik oranını düşük göstermekle suçladı. Galiba ABD bize benzemeye başladı. Neyse ki ciddiye alan az.

Kavga özellikle iktisat politikalarında yoğunlaşıyor. Keynes’çiler Obama’dan, Keynes karşıtları Romney’den yana tavır aldı. Türkiye’de bütçenin sıkılmasını beğenenlerin tercihini merak ediyorum. Tutarlılık Romney’ci olmalarını gerektirir. Değil mi?

Merkez Bankası İstanbul’da zorunlu karşılıklar ve makro-ihtiyati politikalar üzerine bir toplantı düzenledi. Açılışı mesleğin ustalarından Charles Goodhart yaptı. Enflasyon hedeflemesinin mucididir. Yeni politikaları destekledi.

Ağustos sanayi üretimi bugün açıklanıyor. Üçüncü çeyrek için önemli bir öncü göstergedir. Piyasa geçen yıla göre yüzde 2.2 artış öngörüyor. Bana düşük geldi. Son iki ay civarını (yüzde 3 ve artı) daha makul buluyorum.

Mali kırılganlık azaldı

Suriye ile çatışmaya mali piyasa tepkisinin sınırlı kalması insanları şaşırtmış. Çevremden gelen sorulardan anlıyorum. Doğal olarak öncelikle döviz kuru izleniyor. Malum, Türkiye’de kriz kurun tırmanması ile tanımlanır.

2003 Mart sonuna baktım. Türkiye Irak savaşına taraf değildi. Ona rağmen sepet kur derhal 1.70 TL’den 1.80 TL’ye yükselmiş (10 kuruş). Bu kez 2.05 TL’den ancak 2.07 TL’ye çıktı (2 kuruş).

Nedeni açıktır. Arada geçen süre içinde Türkiye’nin mali kırılganlığı ciddi şekilde azalmıştır. Kamuoyu kabullenmekte zorlanıyor. Ama mali piyasa profesyonelleri bu gerçeği çoktan öğrendi. TL’yi “güvenli liman” görmeye bile başladı.

İlk neden sağlıklı kamu maliyesidir. Büyük ülkeler arasında en düşük net borç oranı Türkiye’dedir. Artıyor denen bütçe açığı büyük ülke ortalamasının çok altındadır. Bu koşullarda ülke riskinin düşük olması doğaldır.

Diğeri konjonktür politikalarıdır. Maliye politikası sıkıldı. Para politikası gevşek değil. Neticede dış açık daralıyor. Büyüme yavaşlıyor. Vatandaş için kötü haberdir. Ama mali piyasa bayılır. Aradaki çıkar zıtlığına dikkat çekerim.

Reel ekonomi tekliyor

Dolayısı ile sorunlar reel ekonomide birikiyor. Eski ezberleri artık bırakalım. Bir ekonomi mali çalkantı olmadan pekâlâ yavaşlayabilir, işsizlik yükselebilir. Altını çiziyorum: Resesyonun tek nedeni mali istikrarsızlık değildir.

Suriye ile gerginliğin reel ekonomiye olumsuz etkileri belirsizlik ortamından kaynaklanıyor. Güvensizlik iç talebi düşürüyor. Tüketim ve yatırım harcamaları kısılıyor. Zaten tekleyen ekonomi iyice yavaşlıyor.

Benzer bir mekanizma dış talebi zorluyor. Çatışma uzayıp sertleştikçe hem ihracata hem turizme ciddi darbe vuracaktır. Savaş riski olan bir ülkeye mal almaya ya da tatil yapmaya kim gelir?

Velhasıl mali piyasa sükunetine aldanmayın; reel ekonomiyi sıkıntılı günler bekliyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. İlk çeyrekte sanayi üretimi
  2. Kapitalizmin eleştirisi
  3. Nisanda enflasyon
  4. 21’inci yüzyılda sermaye
  5. İlk çeyrekte dış ticaret
  6. Borçlanma faizi
  7. Faiz kararı ne olmalı?
  8. Faiz ve tasarruf oranı
  9. Reel faizin kısa tarihçesi
  10. İlk çeyrekte bütçe

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.