Dolaşan IMF fıkrası
.
Salı günü 2008’de dış ticarete baktık. Sonbahardan itibaren dış ticaret daralmaya başladı. İhracat ve ithalat hızlanarak düşüyor. İthalatın daha çok azalması sayesinde dış ticaret açığı da küçülüyor. Yani dış açık sorunu ülkenin fakirleşmesi yolu ile çözülüyor.
Küresel mali kriz ve ardından gelen resesyon 2008’de dış ticaretin yapısını da etkiledi. Bunu en kolay ihracatın coğrafi dağılımında izliyoruz. Örneğin uzun süredir ilk kez ihracatta AB’nin payı azalıyor. Bölge ekonomilerinin payı yükseliyor. Önemli; ayrıntılar bir başka yazıda.
Ocak enflasyon verileri Salı günü açıklandı. Zaten düşük bekleniyordu. Sürpriz yapmadı. Ocak’ta TÜFE ve ÜFE, sırası ile, yüzde 0.3 ve yüzde 0.2 arttı. Yıllık enflasyon, aynı sıra ile, yüzde 9.5 ve yüzde 7.9’a geriledi.
Enflasyon verilerinde analizimizi etkileyecek yeni bilgi var mı? Genelde hayır. Enflasyonu hızla düşüren “küresel deflasyon-iç resesyon” makası çalışıyor. Bazı ilginç ayrıntıları bir başka yazıda ele alacağım.
Çoban işi biliyor
Dün son dönem yazılarımı okudum. Ne göreyim? Aralık başından bu yana gündemin en önemli olduğu rivayet edilen konusunu ihmal etmişim. Tam iki ay boyunca IMF’le imzalanacak “Standby Düzenlemesi” üstüne bir şey yazmamışım.
Yadırgayanlara açıklayalım. Standby’ın refakatçısı İngilizce “Arrangement” olmasına rağmen ben kendimi bildim bileli “Anlaşma” derdik. Sevgili Mahfi Eğilmez’in talimatı var; artık “Düzenleme” diyeceğiz.
Konuya geçmeden şu sıralarda ortalıkta dolaşan bir fıkrayı anlatmak istiyorum. Ben ilk “hedge fonların” dâhi çocukları için duymuştum. Kimin aklına geldi ise IMF’e uyarlamış. Çok da yakışmış.
Çoban dağın tepesinde hayvan otlatıyor. Lüks bir 4x4 araç gelmiş, içinden genç, şık giyimli, uzman tipli biri çıkmış. Selamlaştıktan sonra çobana “Koyun sayısını bilirsem bana birini verir misin?” diye sormuş. Çoban onaylayınca hemen bilgisayarına gömülmüş.
10 dakika sonra “893 hayvan var” demiş. Çoban başını sallamış, uzman bir hayvanı almış. Bu kez çoban sormuş: “Ne iş yaptığını bilirsem, hayvanımı geri verir misin?” Uzman kabul edince başlamış anlatmaya.
“Sen IMF’de uzmansın. İki çok basit nedeni var. Bir: Benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden bedel istedin. İki: Ama ne konuştuğunu aslında bilmiyorsun çünkü koyun diye çoban köpeğimi aldın.”
Şaka gibi gerçek
Türkiye’nin IMF’le bitmez tükenmez “düzenleme” müzakereleri bence tam komediye dönüştü. Her gün başka bir rivayet çıkıyor. Ünlü ve güçlü “IMF lobisine” karalar bağlamak düşüyor. Taraflar bir türlü anlaşmaya gidemiyor.
Bu sütunda hükümetin yerel seçimden önce IMF ile anlaşmaya gitmeyeceğini yaz aylarından itibaren yazdım. “IMF lobisi” tam saha pres uyguladı ama başaramadı. Bağırış çağırış, anlaşmanın seçim sonrasına sarkacağını kabullendiler.
Tavrım biliniyor. Bence Türkiye’nin mevcut konjonktürde IMF ile anlaşmasına gerek yoktur. Şu ana kadar öne sürülen argümanlar beni ikna etmedi. Bundan sonra da ikna edeceklerini sanmıyorum.