Dış ticaret umutlandırıyor
.
Mali piyasalar haftaya olumlu bir ruh hali ile başlamadı. Altındaki yükseliş aniden tersine döndü. Gelişmiş ülke kamuoyları bankacıların yıl sonu primlerine odaklanmış durumda. İstanbul borsasında ise kâr realizasyonundan bahsediliyor.
TÜİK bugün Ekim sanayi üretimini açıklıyor. Geçen yıla kıyasla küçük bir düşüş bekleniyor. İki hususu hatırlatalım. Ekim ihracatı yüksek çıktı. Sanayi üretimini etkiler. Ayrıca bu yıl Şeker Bayramı Eylül’e kaydığı için bir gün fazla çalışıldı.
Esas önemli veri Perşembe günü geliyor. Üçüncü çeyrek milli geliri açıklanıyor. Büyümenin eksi çıkacağı konusunda bir tereddüt yok. Ne kadar eksi, onu merak ediyoruz. Bu arada ilk iki çeyrek verileri de revize edilecektir.
Üç kritik konu
Son aylarda dış ticaret verilerine daha yakından bakmak gereğini duyuyoruz. Ama nedeni geçmişten farklı. Eskiden derdimiz dış açığın büyüklüğü idi. Ekonomideki sert küçülme o sorunu halletti. Teşbihte hata olmaz derler, hasta ölünce hastalık bitti.
Şimdi dış ticaret verileri aracılığı ile toparlanmanın dinamiklerini çıkarmaya çalışıyoruz. Son çeyrek büyümesi ve ekonominin 2010 performansı açısından üç kritik konu öne çıkıyor.
İlki, genel konjonktürdür. Toparlanma başladı mı? Nasıl bir toparlanma oluyor? Son çeyrekte büyüme artıya geçer mi? Sadece bir ay gecikme ile yayınlanan ihracat ve ithalat verileri yararlı öncü göstergelerdir.
İkincisi dış taleptir. İhracatın, özellikle kısa dönemde, küresel talep koşullarındaki değişime duyarlılığı çok yüksektir. Başta AB ülkeleri, Türkiye’nin dış pazarlarında bir canlanma ihracat verilerine derhal yansır.
Üçüncüsü iç taleptir. Son bir yılda TL’nin değeri fazla değişmedi. Enerji ve hammadde fiyatları da nispeten sakin seyretti. Dolayısı ile iç talebin gücü ithalatın temel belirleyicisi oluyor.
Ekim verileri
Ekim dış ticaret sayıları ne diyor? Dış taleple başlıyorum. İhracat geçen yıla kıyasla yüzde 3.9 artarak 10.1 milyar dolar oldu. Parite, takvim ve mevsim etkilerini temizledikten sonra yüzde 4.9 eksiye dönüşüyor. Son bir yılın en küçük düşüşüdür. Dış talebin canlandığını düşündürüyor.
İç taleple devam edelim. İthalat geçen yıla kıyasla yüzde 15.2 azalarak 12.7 milyar dolar oldu. Parite, takvim ve mevsim etkilerini temizledikten sonra düşüş oranı yüzde 22.7’ye tırmanıyor. Son bir yılın altında ama hâlâ yüksek bir sayıdır. İç talepte durağanlığı gösteriyor.
Bu sayılar iki nedenle umut veriyor. Bir: Son çeyrekte pozitif büyüme ihtimali artıyor. Büyümenin gücü dış talebin bundan sonraki seyrine yakından bağlıdır. İki: Toparlanmaya rağmen dış açığın makul düzeyde kalabileceğini gösteriyor. Çok olumludur.