Büyümenin kaynakları
.
Büyüme analizini sürdürüyoruz. Konjonktür açısından önemli olan talebin seyridir. Makroiktisatın temel kuralını hatırlatalım. Kısa dönemde ekonomik faaliyet düzeyinin tahdidi üretim kapasitesi değildir. Yeterli talebin oluşmamasıdır.
Mahsulün iklim koşullarına göre değişebildiği tarım istisnadır. Tarım dışı kesimlerin tümünde kısa dönemde üretim miktarını talep düzeyi belirler. O nedenle makro analiz harcama kalemlerine yoğunlaşır.
Milli geliri oluşturan harcama kalemlerinin büyümeye yaptığı katkılara büyümenin kaynakları adı verilir. Katkı artı ya da eksi olabilir. Hepsini toplayınca milli gelirin büyüme hızına ulaşalır.
İç talepte yavaşlama
Özel nihai tüketim harcamaları milli gelirin üçte ikisinden fazlasını oluşturur. Yeni tüketim serisi eskisinden farklı. Yerleşik-yerleşik olmayan ve yurt içi-yurt dışı ayrımları getirildi. Ayrıntılara girmeden “Yerleşik Hanehalkı Nihai Tüketimi” kalemini kullanıyoruz.
Son çeyrekte özel tüketimin büyümeye katkısı yüzde 1.9 çıkıyor. Yani sadece özel tüketime kalsa ekonomi o kadar büyüyecekti. Devletin nihai tüketim harcamaları ise büyümeye yüzde 0.2 katkı yapıyor. Böylece tüketimin toplam katkısı yüzde 2.1 ediyor.
Özel tüketimin büyümeye çok destek olmadığı görülüyor. 2006 sonrası dönemde benzer hatta daha düşük sayılara raslıyoruz. Tüketimde dalgalı bir seyir gözlüyoruz.
Yatırım harcamalarının büyümeye katkısı da yüzde 1.9 çıkıyor. Yatırım ve iç tüketimin büyümeye aynı katkıyı yaptığı anlaşılıyor. İkinci ve üçüncü çeyrekte yatırımın katkısı daha düşüktü. Kısmi toparlanmaya işaret ediyor.
Bu üç ana kalemi toplayınca nihai iç talebin büyümeye katkısını buluyoruz: Yüzde 4. 2006’nın son çeyreği ve 2007’nin ikinci çeyreğinden sonra kriz sonrası dönemin üçüncü en düşük iç talep artışı olduğunu görüyoruz.
Dış ticaret ve stoklar
Sıra dış ticarete geliyor. Son çeyrekte ihracat büyümeye yüzde 0.6 katkıda bulunuyor. Çok düşüktür. Irak savaşına denk gelen 2003’ün ikinci çeyreği dışında kriz sonrası dönemin en düşük oranıdır.
İthalatın büyümeye katkısı eksidir; yani ithalat büyümeyi azaltıcı etki yapar. Son çeyrekte ithalat büyümeyi yüzde 4.4 düşürüyor. Son iki buçuk yılın en büyük mutlak değeridir. Dolayısı ile net dış ticaretin büyümeye katkısı eksi yüzde 3.8 oluyor...
Buradan (iç artı dış) nihai talebin büyümeye katkısının yüzde 0.2 olduğunu hesaplıyoruz. Anlamı şudur: Görünen iç talep esas itibariyle yerli üretime değil ithalata gitmiştir.
Haklı olarak soracaksınız: O zaman ekonomi nasıl yüzde 3.4 büyüyor? Bilmeceyi stok değişimi çözüyor. Stokların büyümeye katkısı yüzde 3.2 çıkıyor. Neticede 2007’nin son çeyreğinde düşük büyüme hızını stoğa üretim yaparak tutturuyor. Devam edeceğim.