Şampiy10
Magazin
Gündem

Büyüme ve dış açık

.

ABONE OL
Vatan Haber

Perşembe günü Para Politika Kurulu toplanırken ben faiz ve enflasyon hesapları ile boğuşuyordum. Gündemde en az bir puan indirim olduğu açıktı. “Keşke şunu iki puan yapıp ekonomiye yılsonu hediyesi verseler” dedim. 1.25 puan çıktı. Ayrıntılara yeni yılda gireceğim.

Cuma günü Ekim ayı ödemeler dengesi yayınlandı. İki noktaya dikkat çekelim. Bir: resmi hizmetler kaleminde yöntem değişikliği var. Revizyon 2007’yi de kapsıyor. İki: Ekim’de net hata noksan kaleminde 7.4 milyar dolar fazla çıkmış. Merkez Bankası “revizyon yapılacaktır” diye uyarıyor. Bugün üçüncü çeyrek milli gelir verilerini değerlendirmeye devam ediyorum. İlk iki yazıda yüzde 0.5’e gerileyen büyüme hızına üretici sektörler ve talep-harcamalar gözü ile baktık. Sıra büyüme ile dış denge arasındaki ilişkiye geldi.

Dış kaynakla büyüme

Ekonomi kent efsanelerine çok müsaittir. Bunların bir bölümü gerçeklikten kopuk, uçuk komplo teorileridir. Ama bir bölümü toplumun geçmiş deneyimlerinden süzülmüştür. İktisatçılar bile fazla sorgulamadan tekrarlamaya başlarlar.

Büyüme-dış kaynak ilişkisi bunlardan biridir. Genel kanıyı kısaca özetleyelim. Türkiye’nin iç tasarrufları yetersizdir. Hızlı büyümesi ancak dış kaynakla mümkündür. Dış kaynak bulununca büyüme hızlanır. Dış kaynak azalınca büyüme durur.

Savaş sonrası dönemde bu yargıyı doğrulayan çok örnek vardır. 1950-2000 arasında çok kere Türkiye aynı konjonktürü yaşamıştır. Hızlı büyüme dış açık yaratmış, finansman sorunu çıkınca ekonomi küçülmek zorunda kalmıştır. Hepsinde müşterek unsur, büyümeyi iç talep artışlarının çekmesi ve döviz krizi ile bitmesidir. Hemen akla 1958, 1979, 1994 ve 2001 gelir. Hepsinde nedensellik dış kaynak yetersizliğinden düşük ve eksi büyümeye doğrudur. 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarının benzer bir konjonktürü tetiklediği açıktır. 2004-2006 arasında iç talep ve dış açık beraberce patladı. Önce ekonomi hızlı büyüdü. 2007’den itibaren yavaşlamaya başladı. Ama o arada dış açık küçülmedi!

Dış kaynakla büyümeme

Aşağıdaki grafikte 2003-2008 arasında üçüncü çeyrek için büyüme hızı ve dış açığın milli gelire oranı karşılaştırılıyor. Artı çubuklar GSYH büyüme hızını, 2004 sonrasındaki eksi çubuklar ise dış açığı gösteriyor.

2004’den bu yana her yıl büyüme hızı geriliyor. Bu yıl yüzde 0.5’e iniyor. Dış açığın milli gelire oranı ise ilk üç yıl artıyor. Sonra yüzde 3.5 civarında sabitleniyor. Örneğin 2006’da yüzde 6.3 büyüme ile dış açık yüzde 3.4 iken bu yıl yüzde 0.5 büyüme gene yüzde 3.5 dış açık yaratıyor.

Devam edelim. 2008’de Türkiye’nin hiç dış kaynak sıkıntısı olmamıştır. Kanıtı “0.5 dolar + 0.5 euro” döviz sepeti ortalama kurunun bir yıl öncesine kıyasla sabit kalmasıdır (1.52 YTL). Durgunluğu dış kaynak yetersizliği yada kurla açıklama olanağı yoktur.

Manzara açıktır. Üçüncü çeyrekte bol dış kaynağa rağmen büyüme durmuştur. Daha açık söyleyelim. Geçmiş yanlışların kötü mirası Türkiye ekonomisini dış kaynakla bile büyüyemez hale getirmiştir. Son umutlarını IMF’den gelecek paralara bağlamış kesimlere duyurulur.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. İlk çeyrekte sanayi üretimi
  2. Kapitalizmin eleştirisi
  3. Nisanda enflasyon
  4. 21’inci yüzyılda sermaye
  5. İlk çeyrekte dış ticaret
  6. Borçlanma faizi
  7. Faiz kararı ne olmalı?
  8. Faiz ve tasarruf oranı
  9. Reel faizin kısa tarihçesi
  10. İlk çeyrekte bütçe

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.