Bayram morali
.
Bu yıl Şeker Bayramı hafta sonuna geldi. Bayramları bir tatil fırsatı olarak görenler üzülmüştür. Kendi hesabıma İstanbul’da trafik yoğunluğu öngörüyorum. Anladınız. Ben evde çalışarak geçireceğim.
Geçen yıl Bayram günleri çok olumsuz bir konjonktürün ortasına rastladı. Lehman Biraderler yeni batmıştı. “Tüm krizlerin ağababası” mali piyasaları kasıp kavuruyordu. Türkiye’de de moraller çok bozuktu. Siyasette yerel seçim öncesinin gerginliği hakimdi.
Bu yılın ekonomik ve siyasi ortamı daha olumlu duruyor. Birkaç gün önce derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu yükseltti. Pek çok gözlemci ona rağmen hakkettiği notun altında kaldığını düşünüyor.
Merkez Bankası gecelik faizi yüzde 7.25’e indirdi. Böylece son 12 ayda faiz indirimi 9 puana ulaştı. Bono faizleri de ilk kez yüzde 8’in altını gördü. TL’nin tekrar değer kazanması eğilimi güçlendi. Üstelik IMF’le anlaşma yapılmadı.
Siyasi açılımlar
Hiç şüphesiz ekonomik gelişmelerin olumlu havaya katkısı oldu. Küresel mali krizde dip aşıldı. Reel ekonominin yavaş yavaş resesyondan çıktığı yönünde işaretler arttı.
Türkiye’de ekonominin temellerinin sağlam olduğu görüldü. Listeyi uzatabiliriz.
Ancak, siyasi gelişmelerin katkılarını da inkar edemeyiz. Son yıllarda, AB perspektifinde pürüzler arttıkça, değişim çabası yerini atalete bırakmıştı. Eskiler “idare-i maslahat” derler. Sorunlar büyüyor, siyaset bakıyordu.
Bu açıdan, yaz aylarından itibaren siyasi değişim sürecinin tekrar hızlanması fevkalade önemlidir. Beklemediğimi, hatta önceleri ciddiye almadığımı söylemeliyim. Özellikle Başbakanın kararlılığı benim için olumlu bir sürpriz oldu.
İç politikada bence kritik olan Kürt sorununa kalıcı çözüm arayışının başlamasıdır. Geçmiş politikaların başarısızlığı kanıtlanmıştır. Fiilen getirilecek “Kürt açılımının” somut ayrıntıları ikincildir. Esas olan değişim niyeti ve iradesidir.
Dış politikada Ermenistan’la ilişkilerin normalleşmesi aynı derecede önemlidir. Milliyetçi muhalefet iki tarafta da bu sürece karşı çıkıyor. Eşdeğer komplo teorileri kullanılıyor. Gene ayrıntılara değil esasa bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Destekliyorum
Lafı uzatmayalım. Hükümetin iç ve dış politikada giriştiği cesur açılımları destekliyorum. Türkiye’nin potansiyelini daha iyi gerçekleştirmesine katkı yapacağını düşünüyorum.
Benim desteğimin pratik sonucu yok. Ama köşe yazarının temel siyasi konularda durduğu yeri açıklaması gereğine inanıyorum. Ayrıca, tarihe kayıt düşmeyi sevdiğimi de söylemeliyim.
Okuyucularımın Şeker Bayramını kutlar, sağlık, huzur ve refah dolu günler dilerim.
Not: Başbakanın Merkez Bankası’na yönelik eleştirilerini atlamadım. Türkiye’nin ezeli (ebedi?) seçilmiş-atanmış çelişkisine son örneği kısaca geçiştiremezdim. Bayram sonrasına bırakıyorum.