2012’de sanayi üretimi
.
Küresel piyasalar yükselişi sürdürmeye çalışıyor. Dow Jones endeksi Cuma günü ite kaka 14 binin üzerini gördü. Rallinin sonuna gelindi mi? Öyle düşünenler artıyor. Bekleyelim, göreceğiz.
Başkan Başçı’nın “5-5-5” hedefini Kemal Derviş “6-6-6”ya yükseltti. Derviş açıkça daha yüksek büyüme istiyor. Bunu sağlamak için enflasyon ve dış açıkta bir puan artışa razı olma gereğini vurguluyor. Kesin katılıyorum.
Mevcut politikalar çerçevesinde bırakın yüzde 6’yı, yüzde 4’e ulaşmak bile olanaksız duruyor. 2013’ün ilk olumsuz işareti elektrik tüketiminden geldi. Ocak’ta geçen yıldan az elektrik tüketildi. Oran küçük: binde 2. Ama krizden bu yana ilk düşüştür.
Büyüme cephesinden gelen kötü haberler mali piyasaları sevindirdi. Cuma günü devlet tahvili gösterge faizi yüzde 5.7 oldu. TL değer kazandı. Döviz sepeti 2.06 TL civarına geriledi. Reel ekonomi gider tersine, mali piyasa gider Mersin’e...
Üretimde artış yok
Aralık sanayi üretimi TÜİK tarafından yayınlandı. Piyasa geçen yıla göre artış oranını sıfır civarında tahmin ediyordu. Halbuki toplam sanayide yüzde 3.8, imalat sanayinde yüzde 3.6 düşüş çıktı. Bayram kaymaları hariç, kriz sonrasının ilk üretim düşüşüdür.
Çeyrek bazında da üretim artışı yavaşlıyor. Üçüncü çeyrekte geçen yıla göre artış toplam sanayide yüzde 2.7, imalat sanayinde yüzde 2.2 olmuştu. Son çeyrekte ise bu sayılar, aynı sıra ile, yüzde 0.3 ve yüzde 0.8’e geriledi.
Sanayi üretiminde yavaşlama yıllık verilere de yansıyor. 2011’de toplam ve imalat sanayinde üretim artışı yüzde 9’u bulmuştu. 2012’de toplamda yüzde 2.3’e, imalat sanayinde yüzde 2’ye indi.
Takvim ve mevsim etkisi arındılınca da aynı eğilim sürüyor. Aralık’ta Kasım’a göre toplamda yüzde 1.5, imalat sanayinde yüzde 1.9 üretim düşüşü görülüyor. Son çeyrekte bir önceki çeyreğe göre artış ise, aynı sıra ile, yüzde 0.1 ve yüzde 0.6 gibi düşük düzeyde kalıyor.
Bu olumsuz tablonun gerisinde iki politika hatası yatıyor. Hatırlatalım. İlkbaharda kuru baskılamak için para politikası sıkıldı. Sonbaharda bütçe disiplini adına maliye politikasında frene basıldı. Türkiye ekonomisinin dinamizmi gereksiz bir darbe yedi.
2012’de düşük büyüme
İmalat sanayi üretimi artışı ile milli gelir büyüme hızı arasında güçlü bir ilişki vardır. Krizde imalat sanayi üretimi milli gelire kıyasla daha sert düşmüştü. Dolayısı ile toparlanma döneminde daha hızlı büyüdü. 2011’de ilişki dengelendi.
Grafikte çubuklar çeyrek bazında imalat sanayi üretimi artışını, çizgi büyüme hızını gösteriyor. 2011’in ikinci çeyreğinden bu yana imalat sanayi üretimi ve milli gelirde artış hızının birbirine çok yakın seyrettiği görülüyor.
Son çeyrekte büyüme ne olur? İmalat sanayi ile milli gelir arasındaki ilişkide ani bir kayma olmazsa yüzde 2 bile zor duruyor. Üçüncü çeyrek büyüme hızına (yüzde 1.6) ulaşamaması muhtemeldir.
Bu durumda 2012’nin büyüme açısından kaybedilmiş yıl olduğu kesinleşiyor. Örneğin son çeyrekte büyümenin yüzde 1’de kalması halinde yıllık büyüme yüzde 2.2’ye geriliyor. Yüzde 2.5’ü aşacağını hiç sanmıyorum.