2010 tahminleri
.
Yılı tahminlerle başlama geleneğine devam. Aslında konjonktür takvimden bağımsızdır. Trendler yılın her anında kırılabilir. Son kriz de takvime uymadı. 2008’in ikinci ve üçüncü çeyreklerinde büyüme durdu. Son çeyrekte sert bir daralmaya dönüştü. 2009’un ilk yarısında küçülme rekorları kırıldı. Son çeyreğinde ise artı büyümeye geçildi.
Velhasıl 2009 homojen bir yıl olmayacaktır. Pek çok gösterge için, ilk yarıda “baz etkisi” öne çıkacaktır. Milli gelir, enflasyon, dış denge, bütçe, vs. verileri ilk yarıdaki mekanik değişimi de yansıtacaktır.
Halbuki ekonominin sürdürülebilir büyüme çizgisine oturup oturmadığı ikinci yarıda, özellikle son çeyrekte ortaya çıkacaktır. Tahminlerin bu zafiyetini bilelim.
Temel göstergeler
Ana eğilimleri öngörmekte zorlanmıyoruz. Üç aşağı beş yukarı yılın nasıl gideceği bellidir. Özetleyelim. 2010’da ekonomi büyür; enflasyon, faiz ve işsizlik yatay seyreder; dış açık artar, TL değer kaybeder.
Ayrıntılara inince tahminler farklılaşıyor. Bu yıl ben de Mahfi Eğilmez’den kopya çekerek bir yenilik yaptım. Orta Vadeli Program hedeflerine (OTV) Beklenti Anketi sonuçlarını (BA) ve kendi tahminlerimi (ASA) ekleyerek bir tabloda gösterdim.
Varsayımlarla sizi sıkmak istemiyorum. “Normal senaryo” diyebiliriz. İçeride ya da dışarıda olağandışı gelişmeler elbette bu tahminleri geçersiz kılar. Zaten onları öngörmek çok zordur.
Büyümenin milli gelirde yüzde 5’i, iç talepte yüzde 3’ü aşacağını öngörüyorum. Bunlar beni iyimser cepheye koyuyor. Sonucu büyük ölçüde stokların alacağı değer belirleyecektir.
Yıl içinde baz etkisi ile kıpırdasa bile, enflasyonun yılı yüzde 5 civarında bitirmesini bekliyorum. Yatay denebilir. Piyasa daha karamsar. Enerji ve gıda fiyatlarının seyri önem kazanıyor.
Cari işlemler açığının 15 milyar dolara yükseleceğini hesaplıyorum. Bence iç talep artışı ile tutarlı büyüklük budur.
Sınırlı da olsa TL’nin değer kaybetmesini öngörüyorum. Dolar kurunu yıl sonu için 1.6 TL dedim. Döviz sepetinin yıllık ortalamasına (2.0 TL) daha çok güveniyorum.
İşsizliğin ölçümünde teknik sorunları sık dillendiriyorum. İşsizlik oranınında cüzi gerileme olur. Yüzde 14.3’ün çok yüksek bir işsizlik oranı olduğunu vurgulamak istiyorum.
Politika değişkenleri
Bu yıl bir yenilik daha var. Geçmişte bütçe açığı ve faiz tahmini yapmazdım. Çünkü bunlar politika değişkenleridir. Doğrudan hükümet ve Merkez Bankası tarafından belirlenir.
Maliye politikasından gelen işaretler bütçede OVP hedefinin tutturulabileceği yönündedir. Büyüme tahminim daha yüksek olduğu için açığın milli gelire oranı da biraz daha düşük çıkıyor: yüzde 4.7.
Para politikasını kestirmek daha zor. Bir yanda mali piyasaların tam saha presi, öte yanda zayıf iç talep, hedefin altında enflasyon ve TL’nin değer kazanması riski var. Benim senaryomla tutarlı yıl sonu gecelik faiz yüzde 6 çıkıyor. Piyasa ise artış bekliyor.
Ya IMF? Geçmişte karşı çıktım. Hükümetin anlaşmayacağını da bildim. Bugün de karşıyım. Ancak yılbaşı zamları buram buram IMF kokuyor. Mutlu olduğumu söyleyemem.