2010’da rekor büyüme
.
Merakla beklenen son çeyrek milli gelir verileri açıklandı. Böylece 2010 yılı verileri tamamlandı. Yıl sonunda TÜİK bir önceki yıl verilerinde de revizyon yapıyor. Yani 2010 verileri ancak gelecek martta kesinleşecek. Ancak oynamalar çok küçük olur.
Pazar günü 2010’da büyümenin yüzde 9’u bulacağını yazmıştım. Yüzde 8.945 çıktı. Fark on binde bir bile etmiyor. Olağan ölçme hataları sınırı içinde kalıyor. Tam tutturmuş sayılırım.
Lafı ağzımızda dolaştırmayalım. Türkiye ekonomisi için 2010 olağanüstü parlak bir yıl olmuştur. Diğer göstergelerden bunu zaten biliyorduk. Milli gelirde rekor büyüme son noktayı koydu.
Elbette, “ama” diye başlayan çok sayıda cümle kurabiliriz. Hemen akla büyümenin iç talep kökenli olması ve dış açığın da tarihi rekorlar kırması geliyor. Gene de hızlı büyüme kendi başına büyük bir başarıdır. Bu gerçeği kabullenmek gerekir.
Verilere ilk bakış
Son çeyrekle başlayalım. Piyasa yüzde 7-8 aralığında büyüme bekliyordu. Gerçekleşme tahminlerin çok üzerinde, yüzde 9,2 oldu. 2003 sonrasının ikinci en yüksek son çeyrek büyümesidir. Rekor yüzde 9,8’le 2005’te kırılmıştı.
Kökeninde özel tüketim ve özel yatırım harcamalarındaki hızlı artış yatıyor. Özel tüketimde yüzde 9, özel yatırımlarda ise (sıkı durun) yüzde 49,5 büyüme var. Böylece iç talep yüzde 14,8 artışla 2003 sonrası için son çeyrek rekorunu kırdı.
Ancak talep büyük ölçüde ithalata yöneldi. Mal-hizmet ihracatı yüzde 4,3 , mal-hizmet ithalatı ise yüzde 25,4 arttı. Aradaki büyük fark yüzünden dış ticaret açığı büyümeyi yüzde 5,6 aşağı çekti. Bu da bir son çeyrek rekorudur.
Kısaca yıllık verileri de özetleyelim. Nominal milli gelir 2010’da 1.1 trilyon TL’ye yükseldi. Kişi başına takriben 15 bin TL yada 10 bin dolar ediyor. Biraz küsuratı da var. Dolar bazında kriz öncesi düzeye yaklaşıldı.
1998 sabit fiyatları ile yıllık milli gelir 2008 yazında 103.7 milyar TL ile zirveyi görmüştü. Sonra düştü. Ancak bu yılın üçüncü çeyreğinde geçebildi. Yıl sonunda ise 105.7 milyar TL ile rekor kırdı. Kriz öncesine kıyasla büyüme yüzde 2 çıkıyor.
Konjonktür gözlemleri
2010 başında büyüme tahminleri yüzde 4 civarında idi. Ben yüzde 5.2 ile aşırı iyimserler arasında yer almıştım. İlk yarıda baz etkisi ile büyüme yüksek çıksa bile, ikinci yarıda ekonomik faaliyetlerde nispi yavaşlama bekleniyordu.
Ama öyle olmadı. Kış ve ilkbahar beklentilerle nisbeten uyumlu geçti. Yaz aylarında talepten küçük kıpırdanma işaretleri geldi. Derken sonbaharla birlikte talepte aniden patlama boyutunda bir canlanma belirdi.
Konjonktür analizinde takvim ve mevsim etkisi temizlenmiş serileri kullanıyoruz. TÜİK yayınlıyor. Bir önceki çeyreğe kıyasla hızlanma ya da yavaşlamayı saptıyoruz. İkinci çeyrekten üçüncüye ekonomi yüzde 1,2 büyümüştü. Üçten dörde yüzde 3,6 büyüdü. Son çeyrek için rekordur.
Son çeyrekte özel tüketim ve yatırım harcamaları neden hızlandı? İşte size ilginç bir soru. İpucu vereyim: Referandum tarihi 12 Eylül’dür. Referandum sonucu ile hızlanan büyüme arasında güçlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu düşünüyorum.
Milli gelirin ayrıntılarına bakmaya devam edeceğim.