2009 tahminleri
.
Son haftaların tahminciler için iyice sıkıntılı geçtiğine eminim. Ben ilk tahminlerimi 1.5 yıl önce, yaz aylarında biraraya toplarım. Çeyrek milli gelir verileri açıklandıkça gözden geçiririm. Aralık aylarında kapsamlı revizyona giderim.
Küresel mali kriz ve iç konjonktürde kırılma 2008’de sistemi bozdu. Yazın 2009 tahminlerine sıfırdan giriştim. Ama Ekim mali fırtınası ve emtia fiyatlarında çöküş onu da kadük hale getirdi. Aralık’ta sil baştan yapmak zorunda kaldım.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş; ben de tedbirli davranacağım. 2009 tahminleri kör atıştır. İki neden var. Küresel konjonktürün bundan sonra nasıl seyredeceğini kimse bilmiyor. Üstüne Türkiye’nin iktisat politikası tercihleri hâlâ belirsizdir.
İkincisi iç konjonktür açısından hayatidir. IMF Heyeti ay içinde Ankara’ya geliyormuş. Onu fırsat bilip Türkiye’nin önündeki politika opsiyonlarına ve bunların kısa-uzun dönem sonuçlarına bakmayı planlıyorum.
Eğilimler biliniyor
Nokta tahminlerdeki zorluklara karşılık 2009’un eğilimlerini öngörmek nisbeten kolaydır. Son iki yıl gibi bir genelleme mümkün duruyor. “2009’da ekonomi küçülür, enflasyon düşer, dış açık daralır, kur yukarı gider, işsizlik artar.”
Sorun, bu eğilimleri sayılara tercüme etmekte çıkıyor. Yukarıda da söyledim. Çok bilinmeyen var. Yeni bir küresel mali fırtına olacak mı? Küresel resesyon Türkiye’nin ihracat pazarlarını nasıl etkileyecek? İçeride iktisat politikası öncelikleri neler olacak? Sayılar bunlara göre değişecektir.
Böyle durumlarda iktisatçının varsayımlara başvurmaktan başka çaresi yoktur. Nisbeten makul duran bir baz senaryo yazar. Sonra ondan sapmaları ve kaynaklarını hesaplar. Tahmin aralıkları saptamaya çalışır. Vurgulamak istediğim bir başka husus 2009’un Türkiye ekonomisinin geçmiş kriz deneyimlerinden çok farklı olmasıdır. Frenkçe “haritası çıkartılmamış deniz” denir. 2009’da ekonominin her açıdan bir ilk yaşayacağı kesindir.
Baz senaryo
Baz senaryo için 2009 tahminlerimi özetlemek istiyorum. Milli gelirde büyüme beklemiyorum. Sıfır büyüme büyük başarı olur. Bence yüzde 2 civarında küçülecektir. İç talepte ise daralma daha sert olacaktır: Yüzde 4 küçülme muhtemeldir.
Enflasyonda düşüş hızlanacaktır. 2009 son kırk yılın en düşük yıllık enflasyon oranı ile bitecektir. Nisbeten karamsar varsayımlarla yıl sonu TÜFE için yüzde 6 öngörüyorum. Başka koşullarda deflasyon sözcüğü bile gündeme girebilir.
İthalatın ihracattan daha hızlı gerileyeceğini hesaplıyorum. Dolayısı ile dış açık hem mutlak hem milli gelirin oranı olarak ciddi şekilde daralacaktır. Cari işlemler açığı 20 milyar doların altına inecektir.
Döviz piyasasında talep baskısı devam edecektir. Döviz kurunda iki yönlü, ani ve sert dalgalar bu yıl da yaşanır. “0.5 dolar + 0.5 euro” döviz sepetinde yıllık ortalama değişimin yüzde 15 civarında gerçekleşeceğini düşünüyorum.
2009’un bir numaralı ekonomik, toplumsal ve siyasi sorunu işsizlikteki hızlı artıştır. Tarım-dışı faaliyetlerde istihdam edilenler sayısında ilk kez düşüş yaşanacaktır. İşsizlikte patlama kaçınılmazdır.