2007’de dış açık
.
Geçen hafta biz “enflasyonmetre” ile uğraşırken Merkez Bankası 2007 ödemeler dengesi verilerini yayınladı. Dış denge Türkiye’de daima ilgi çeken bir konudur. Şu sıralar daha da önem kazandı.
Bir hususu baştan belirtelim. Veriler geçicidir. Önümüzdeki aylarda mutlaka düzeltmeler yapılacaktır. Bir yıl sonra, 2008 ödemeler dengesi ile birlikte kesin sonuçlara ulaşırız. Ancak fark genellikle küçük olur.
Örnek olarak 2006’ya bakalım. Şubat 2006’da açıklanan cari işlemler açığı 31.3 milyar dolardı. Son veri ise 32.2 milyar dolar; yani 900 milyon dolar yükseldi. Net hata noksan ise 2.4 milyar dolar düşüşle eksi 150 milyon dolara indi.
Bu bir eleştiri değildir. Kesin olmasalar da önemli ekonomik verilerin mümkün olduğu kadar erken yayınlanması çok yararlıdır. Kamuoyunun ana eğilimleri fazla gecikmeden görmesine olanak sağlar.
Faiz öncesi dış denge
Cari işlemler dengesi ekonominin kazandığı ve harcadığı dövizi gösteriyor. Dört başlıktan oluşuyor. Mal dengesi, bildiğimiz ihracat-ithalat artı altın ticaretini kapsıyor. Hizmet dengesinde turizm, navlun, inşaat vs. var. Yatırım dengesinde faiz ve kâr ödemeleri yer alıyor. İşçi dövizleri ise transfer kabul ediliyor.
Meraklıları için bir kısa not düşelim. Aralık’ta transfer hesabı değişti. Eskiden “resmi” ve “işçi geliri” diye ayrılıyordu. İlkine “genel hükümet” dendi. İkincisi, iki alt kalemi olan (“işçi gelirleri” ve “diğer transferler”) “diğer sektörler” adını aldı.
2007’de mal ticaretindeki açık 6.2 milyar dolar (yüzde 15 artışla) 47.5 milyar dolara yükseldi. Hizmet dengesi 14.1 milyar dolar fazla verdi (artış 200 milyon dolar ya da yüzde 1.7). Transferler 2.2 milyar dolar tuttu. Yani mal-hizmet-transfer açığı 5.2 milyar dolar (yüzde 22) artışla 31.2 milyar dolara ulaştı.
Bu büyüklüğün altını çizelim. Bütçedeki faiz dışı fazla ile paralellik kurabiliriz. Söz konusu olan faiz, temettü vs. mali giderler öncesi dış dengedir. 31.2 milyar dolar açık vardır. Milli gelire oranı 2006’dan 2007’ye yüzde 6.4 düzeyinde sabit kalmıştır.
Mali giderler bilmecesi
2007’de net yatırım geliri açığı 200 milyon dolar (yüzde 3) artışla 6.8 milyar dolar oldu. Mal-hizmet-transfer dengesi ile toplayınca 38 milyar dolar cari işlemler açığına ulaşıyoruz. 2006’ya kıyasla dış dengede bozulmayı 5.8 milyar dolar (yüzde 18) buluyoruz.
Geçen hafta yazımda istihdamı incelerken dokundurdum: Ekonomi yavaşlıyor ama dış açık artıyor, bu ne biçim iştir dedim. Bu konuya geri döneceğim. Bugün bir başka ilginç duruma, mali gelirlerin seyrine dikkat çekmek istiyorum.
Türkiye’nin yüksek faizleri yabancılara çok cazip geliyor. Borsada da çok güçlüler. Son dönemi şirketleri de çok kârlı geçirdi. Bu koşullarda Türkiye’nin mali açığında hızlı artış beklersiniz, değil mi?
Yanılırsınız. 2001’de mali açık 5 milyar dolardı. 2007’de 6.8 milyar dolara yükseldi. Yıllık artış yüzde 5; dolar enflasyonunu ancak yakalıyor. Nitekim mali açığın milli gelire oranı da yüzde 2’den yüzde 1.4’e geriliyor.
İşte bir bilmece daha. Yabancıların yüksek getiriye geldiklerini zannediyorduk. Halbuki öyle değilmiş. Herhalde rakı-balık-rokaya ya da güzel gözlerimize geliyorlar... Devam edeceğim.