Şampiy10
Magazin
Gündem

Geçmiş mi daha güzeldir, gelecek mi?

.

ABONE OL
Vatan Haber

"Bana mutluluktan söz etme; anısı beni mutsuz ediyor." -Halil Cibran

Herkesin hayatında kendi anlamını yitirdiği günler mevcut.

Bazen durup, "Ben bu dünyada neden nefes alıyorum? Ne için yaşıyorum? Olayım ne ulan benim?" demek şart.

Bana herkes bunu içten içe hissediyor gibi geliyor.

Sadece pek az insan kendine itiraf edebiliyor...

Bırak yüksek sesle söylemeyi...

"Ben bu dünyada neden varım?"

Soru bu.

Bir ömür boyunca insanın kendine sorması gereken tek soru.

Cevabını bulmak için bütün bir ömrü harcadığımız soru da aynı zamanda.

Büyük düşünürlere, bilgelere filan sorarsanız, gideceğiniz yeri bilmezseniz sürüklenirsiniz.

Bana sorarsanız, sürüklenmeden hikaye yaratamazsınız.

Planlı insanlar sıkıcıdır.

Oysa spontan insanlar her zaman heyecan verir.

Hayata bağlanacağınız, tutunacağınız bir yer, birkaç kişi gerekir yine de.

Sürüklenseniz bile dönüp sığınmak için.

Çünkü sürüklenmenin de en güzel tarafı budur aslında; eve dönebilmek.

Güvenli bir yerin olduğunu bilmek.

Güvenli bir yeri olduğundan emin olmayan kimse, sürüklenmeye cesaret edemez.

"İnsan ne yaşarsa yaşasın, sonunda her şey bir gün batımına bakıyor..." diyor Murathan.

Katılmamak elde değil.

Her güzel şey bitiyor.

Yaz bitiyor mesela.

En güzel şey.

Aşk bitiyor.

Korku bitiyor.

Zaman bitiyor.

Hayat bitiyor.

İnsan başladıpı yere geri dönüyor.

Ayaklarımızı suya daldırıp sonbahar güneşi altında gülümsüyoruz birbirimize.

"Gelecek mi daha güzeldir, geçmiş mi?" diyor.

"Gelecek" diyorum.

Sonunu bildiğim hikayeleri unutmak istiyorum.

Nasıl olmayacağıyla ilgili tüm deneyimleri, tüm bırakıp kaçmaları, terk etmeleri unutmak istiyorum.

Geçmiş daha güzel oysaki, biliyorum.

İnsan geleceğe baktığında büyük bir boşluk görüyor sadece.

Geçmiş öyle mi?

Ne olduğu belli.

Hikaye belli.

Üstelik yaşanmışa kafanda ekleyip çıkararak istediğin gibi süslüyorsun geçmişi.

O yüzden geçmişini bugün değiştirebilirsin diyor birileri.

Geçmiş değişmez ama onu nasıl hatırladığın değişir elbette ki.

Ben insanları affedin ve özgürleşin safsatalarına inanmıyorum hiç.

İnsanları terk edin ve özgürleşin diyorum.

Affetmek bağ kuvvetlendirir sonuçta.

Oysa terk etmek...

Kesip atmak...

Devam etmek demek.

Bazen kesip atmak gerek.

Ayaklarımı sudan çıkarıp kuruluyorum.

Botlarımı giyiyorum.

Yağmurluğumun önünü sıkıca kapatıyorum.

Dönüp bakıyorum yüzüne:

"Gelecek daha güzel" diyorum.

Ve bir kere daha hızlı adımlarla uzaklaşıyorum olay mahallinden.

Sürüklenmekten sıkılıyor, eve dönüyorum.

Sonbahar size ne hissettiriyor bilmiyorum ama beni resmen tutuyor.

Biri şu dönmedolabı durdursun.

Yaza gelince inmek istiyorum.

Keyifli hafta sonları.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Delirip devrilmeden
  2. Akbabayla karganın uzun yaşam sırrı
  3. MİSİLLE-ME
  4. Kenarlarını kesmek istemiyorum artık fotoğrafların
  5. Külü kalmaz
  6. Hayat, doğru bildiğini yanlış yapma yeridir
  7. Kıvırcık saçlı yarim
  8. Dost kazığı var... Yersin?
  9. Milletin anılarını neden ben saklıyorum?
  10. Kün Fe Yekün! Cahilya’da yaşıyoruz elhamdülillah

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.