Beni sevmek zorunda değilsin
.
"Bu hayatta başına gelen her şey
evrenin sana hediyesidir.
Bağışla.
Ya da s.ktir et." -Şebnem İşigüzel, Kirpiklerimin Gölgesi
Cevaplarını çok merak ettiğim bazı sorular var...
Biri sizden hoşlandığında bunu algılayabiliyorsunuz da hoşlanmadığında niye anlayamıyorsunuz?
Herkes sizi sevmek, beğenmek, onaylamak zorunda mı?
Hangi sırça köşkün bahçesinin yemişisiniz ki sizi herkes takdir edecek?
Kimsiniz?
Dünya üzerinde kapladığınız alan ne?
Ve kendinizde bunu düşünebilecek haddi nereden buluyorsunuz?
Bilmiyor musunuz, gerçek öz saygı dediğimiz şey, insanlar sizi onaylasın ya da onaylamasın, sevsin ya da sevmesin kendiniz olmaktan geçer.
Bilmiyor musunuz, başkalarına kendinizi sevdirmek, beğendirmek üzerinden yaşadığınız bir hayat çöpe gider.
Bilmiyor musunuz, en büyük ego sıçramaları, en küçük insanlarda olur.
Bilmiyor musunuz, nasıl siz birini sevmeme, beğenmeme, onaylamama lüksüne sahipseniz, başkaları da size gelen yolda aynı lüksün yolcusu.
Bilmiyorsunuz.
Öğrenin.
Özellikle siz, kız kardeşlerim...
Oturduğum her masada istisnasız üzerime düşmanca gelmeye çalışan en az iki hemcinsimle karşılaşıyorum bu aralar.
Genellikle masada tek olmak isteyen tipler bunlar.
Herkes onları dinlesin, onlara baksın, onları beğensin isteyen türden.
Kim istemez ki?
Ben istemem.
Sakince oturup yaptıklarını izliyorum uzun uzun.
Attıkları büyük kahkahaları, yaptıkları gereksiz çıkışları, masadaki herkesin ilgisini toplamak için çırpınışlarını.
Ve gecenin sonunda ya da günün...
Aynı hemcinslerim dönüp benimle sohbet etmeye başlıyorlar.
Çünkü masanın kalanının ilgisi tatmin etmiyor onları, hepsini istiyorlar.
Çünkü masada onayını almadıkları ve alamayacakları, dahası onlarla asla aynı ligde forma giymeyecek, kafa topuna çıkmayacak birinin oturduğunu zamanla anlıyorlar.
Hiç kızmıyorum.
Gülümsüyorum.
Açıktan düşmanca saldıran biri olduğunda dahi, "Beni sevmek zorunda değilsin, kendini yorma" diyorum kibarca.
Hiçbir vandal, nezaketle başa çıkamaz.
Kimsenin, kimsenin sevgisine ihtiyacı yok şu hayatta aslında.
Sevmeniz gereken tek kişi, yine sizsiniz.
Bağışlamanız, affetmeniz gereken tek kişi de...
İnsanın kendisine olan sevgisi azaldığında artıyor onay arayışı.
Sevgi arayışı.
Aşık olma potansiyeli.
Ve onu içinden çıkılmaz zavallı bir çerçeveye hapsediyor.
Hapsolmuş her kaplan, aç kalınca kendi etini yer.
Kendi etlerini yemeye başlıyor insanlar.
Görüyorum.
Üzülüyorum.
Ve fakat yine de o aç insanları sevmeye zorlamıyorum artık kendimi.
Kendini sevmeyen birini kimse sevmez.
Suçlu hissetmiyorum artık.
Sevemediğim insanlar için vicdan azabı çekmiyorum.
Kimseyi sevmek zorunda değilim.
Ve kimse de beni...
Ama bu konuyu daha önce işlemiştik.
Pek çok konuyu daha önce işledik...
Uygulayan varsa, ip sallasın.
O yüzden bu meselenin ucunu açık bırakıyorum.
Siz düşünedurun,
Ben bir ara döner kapatırım.
Hayırlı hafta sonları.