Aslında çok iyi çocuk ama içince sapıtıyor
.
"Ah tatlım, başta hep şekerimdir. İnsanları sevmeden onlara tatlı davranmak o kadar kolay ki." -Dorothy Parker
Amerika kaç aydır çalkalanıyor.
Johnny Depp'in karısı Amber Heard'e şiddet gösterdiği söyleniyor.
Heard, iddialarını kanıtlamak için mahkemeye dayak yemiş fotoğraflarını bile sundu.
Kimse söylediklerine inanmadı.
Depp'in eski karıları çıkıp onu savundu hatta.
Ama geçen gün, Heard'ün kanıt olsun diye çektiği video yayınlandı.
Sabahın köründe ayakta duramayacak kadar alkol alan Depp, Heard'e saldırıyor ve telefonunu parçalıyor videoda.
Bu sırada bir kova şarap içmeye devam ediyor.
Aynı kavgada Depp parmağının ucunu da koparmış.
Ve duvara kendi kanıyla yazı yazmış.
İddiası Heard'ün onu aldatmasıymış.
Kavga bundan çıkmış.
Hastaneye geç gidildiği için parmak ucu yerine dikilememiş, elinin içinden alınan bir dokuyla eksik uç tamamlanmış.
Vay babalara!
Daha iki gün önce genç bir kızcağızla tanıştım.
Son derece yakışıklı genç oyuncu sevgilisi, içip içip tartaklamaya başlamış kızı.
Kız işler büyümesin diye ayrılmış.
Ama iki gözü iki çeşme.
Ne yapacağım diye soruyor.
İnsan kendini korumak için başını alıp gidiyor da aşk bitmiyor işte.
Karşınızdaki manyak çıksa bile.
Manyağı sevdim diye ağlayabilir misin?
Düşünüp taşınıp iyi bir yanını bulacaksın elbette.
Affedeceksin ki kendini hata yapmamış gibi hissedeceksin.
Bir de kadınlar böyledirler.
Her koşulda suçu kendilerine malederek yaşamayı severler.
Tanrının suç ortağı olmanın bir getirisi belki...
Şu insan ırkı benden sebepse, deliliğinin suçu da benim haneme diye...
Bilemem ki.
Esas konumuza dönecek olursak,
Depp ve Heard arasındaki kavganın neden çıktığı beni hiç ilgilendirmiyor.
Ama sonuçları, ilgilendiriyor.
Kalbimizi çalmış yakışıklı, ünlü ve güçlü biri sevgilisini/karısını dövdüğünde kimsenin inanası gelmiyor.
O noktada neyin kafası giriyor devreye, çok merak ediyorum.
Türkiye'de de defalarca konuşuldu böyle şeyler.
Şimdi gazete kupürlerini burnunuza dayayıp kimsenin canını sıkmayacağım.
Ama içince öfke problemi yaşayan bin tane erkek oyuncu/şarkıcı biliyoruz.
Sette olay çıkaran dizi starletleri de cabası!
Sonuç?
Konu kapanıyor.
Suçlu aklanıyor.
Hayat devam ediyor.
Adamlar aynı saygınlıklarını koruyor.
Gör de şaşırma.
Amber da defalarca polis çağırmış.
Polisler Depp'i koruyup olayın üstünü örtmüş.
Ne kadar tanıdık değil mi?
Depp, Heard'ü öldürse ne olacaktı?
Sevdiğimiz bir abimiz diyip bağrımıza mı basacaktık?
Bu adamın bütün sevgililerinin ağzını burnunu düzlediği biliniyor.
Hep dedikoduydu ama kimse konuşmadı.
Bir şekilde KONUŞAMADI.
Üstü örtüldü meselenin.
Ve şimdi ortaya çıkan son video kaydından sonra Depp anlaşmalı boşanmayı kabul ediyor.
Yedi milyon dolar tazminatla.
Başta o da Heard'e dava açmıştı yalan söylüyor diye...
Neymiş?
Hepsi gerçekmiş.
Heard bütün parayı şiddet gören kadınlar ve hasta çocuklar için kullanılmak üzere bir vakfa bağışlıyor.
Neymiş?
Konu para değilmiş.
Yazının son düzlüğünde,
Ben böyle durumlarda kısasa kısastan yanayım canlarım.
Normalde göze göz körlük getirir ama size el kaldıran biri muhakkak ki dayak istemektedir.
İnsanlar karşılarındakine kendilerine davranılmasını istediği gibi davranır sonuçta.
Temel psikoloji kuralıdır yansıtma.
O zaman eliniz yetiyorsa iki tane çakacaksınız ağzının ortasına, bakın bakayım bir daha elini kaldırabiliyor mu?
Ya da çıkıp gideceksiniz hayatından...
Seçim sizin.
Ama kalıyorsanız, Haydar'ı muhakkak kapının kenarına iliştirin.
Ne olur ne olmaz.
Ve fakat korkmayın.
Pısmayın.
Unutmayın şeytan korkuyla beslenir.
"Ama o aslında çok iyi bir insan, içince sapıtıyor" bir bahane değildir.
İçince herkes sapıtır.
İçip içip kaldırımda uyuyan insan gördüm.
Kendini çöpe atan gördüm.
Kişilik değiştiren gördüm.
Her şeyi unutan gördüm.
Ama içip içip birine saldırmanın Allahı olmaz.
Onu söyleyeyim de...
Sevdiğiniz manyağı affetmeye çalışırken başka bir bahane üretin kendinize.
Dayaksız köteksiz hayırlı hafta sonları.