Yunanistan borç silmeye doğru mu gidiyor?
.
Geçtiğimiz hafta Pazartesi günkü yazımda ana trendlerin kırıldığına ve daha kötünün yolda olduğuna değinmiştim. Malumunuz o yazı AB’nin 1 trilyon dolarlık “kurtarma” paketinin açıklanmasından önce gazeteye girmişti.
Paket açıklandı, başta Avrupa olmak üzere neredeyse tüm borsalar koptu! Euro da...
Borsalar uçarken, ben “Daha kötüsü yolda” diyorum. Perşembe günü ziyaret ettiğim gazetedeki müdürüm Ercan İnan; “Bu hafta uzun atladık” diyerek hafta tahminlerde yanıldığımızdan dem vurdu. Bu serzeniş için biraz erkendi.
Geçtiğimiz hafta başında “... [önceki hafta sonu] 53.370’in altında bir kapanış olması, ana yükseliş trendinin kırılması anlamına geliyor. Cuma günü açılışta bir önceki gün ile 54.381 ile 55.595 arasında oluşan boşluk önemli. Bu boşluğun-ilk aşamada-yakın zamanda kapanması olası. Böylesi bir hareket, 50.750-51.100 arasındaki hedefe gitmesini sadece bir süreliğine erteleyecektir.
Ara yükselişler olsa da artık asıl hedef 45.600-46.500 bandı. 55 bin seviyesindeki boşluğu kapatacak bir “huruç” hareketi görecek olur iseniz, bunun sadece cılız bir düzeltme olduğunu akıldan çıkarmamakta fayda var” diye yazmıştım!
“Boşluğu” kapatan “huruç” hareketi, Pazar gününün geç saatlerinde açıklanan AB paketinin hemen ardından geldi. Ancak düzeltme benim beklediğim kadar cılız değil, tam tersine yüzde 7’yi aşacak kadar “gürbüz görünümlüydü(!)”. 58.708’e kadar çıkan “hormonlu” hareket net olarak bakıldığında ancak “bir” gün sürebildi. Piyasalar Cuma günü ana mecrasına geri döndü! İMKB 100 endeksi, 56.483’ten geçen 50 günlük hareketli ortalamasının da altına inerek yüzde 3.77’lik düşüşle 55.747’den kapanırken, ABD borsaları da yüzde 2’lere yakın kayıpla günü bitirdiler.
Aynı yazıda “... piyasalar, açıklanan [bir] plana “inanmış gibi” yaparlar ise euro/dolar paritesinde önce 1.3110-45 [1.3095 görüldü!] ardından da 1.3250 seviyeleri test edilebilir! Çalışmadığına kani olurlarsa, euronun ilk hamlede 1.2456 seviyelerine (Mart 2009’daki düşük) indiğini görebiliriz [1 eurocent’lik hata oldu, 1.2354 görüldü]. Asıl mesele de burada yatıyor. Euro 11 yıllık tarihinde geçmekte olduğu en büyük testte, “öğretmen torpiline rağmen sınıfta kalacak olur ise” işler daha da karışacaktır. Zira “sadece AB’de değil, ABD’de ve de varlık piyasalarındaki gerilim artacaktır” derken piyasaların bu denli hızlı tepki vereceğini öngörmemiştim.
Anlaşılan o ki, piyasa 1 trilyon dolarlık paketin “vaat aşamasının” çok ötesine gidebileceğine inanmadı! Halen daha hem AB içinde hem de Trichet’den çatlak sesler çıkıyor. Politikacılarla merkez bankacılar anlaşamıyor.
Nereye varacak bu işin sonu derseniz...
Para vererek bu sorunların çözülemeyeceği artık kabul edilmeli. Birileri “maalesef” acı ilacı içmek zorunda.
Euronun son hareketi, piyasalara helikopterle para atarak bu işlerin çözülemeyeceği noktaya gelindiğini gösteriyor. Yeni düşük seviyeler gören euro, AB’ye olan güvenin en iyi göstergesi! Belli ki güven kalmamış! Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerin “makyaj” benzeri göstermelik önlemleri de işe yaramıyor. Görülüyor ki açıklanan önlemler, borçların anapara ve faizlerinin zamanında “servis edilmesine” yeterli ol(a)mayacak!
Peki o zaman çözüm ne?
Önlemler, borçları ödemeye yeterli olamıyorsa; borçların “ödenebilecek” seviyeye çekilmesi gerekecek! Yani borçların bir kısmı silinecek.
Kibar adıyla; “borçlar yeniden yapılandırılacak”, eski tabiriyle “konsolidasyona gidilecek”. Başta Yunanistan olmak üzere, İrlanda, Portekiz ve diğerleri borçlarında “indirime” gidecekler! Yani bir kısmını ödemeyecekler. Siz deyin yüzde 25 ben diyeyim yüzde 40... Euronun bu haliyle başka çareleri kalmıyor. Evet düşük euro sayesinde ihracatları artacak ama ekonomilerini döndürmekte ve büyütmekte sorun yaşayacaklarından dolayı borçlarını herhalûkarda ödemekte zorlanacaklar. Bu zorlanma, borçlanma maliyetlerini yükseltecek, bu artış da yeni sıkışıkları beraberinde getirecek!
Açmazı açılır hale getirmenin geriye kalan tek yolu, borçların “makul” seviyeye indirilmesinden geçiyor olmasına Deutsche Bank’ın CEO’su Joseph Ackermann şiddetle karşı çıkıyor. “Yunanistan’ın borcunun yeniden yapılandırılmasını önlemek için mümkün olan her şeyin yapılması gerektiğini” söylemesi bu ihtimalin iyiden iyiye arttığının en önemli işareti. Bu ülkelere en fazla borç veren bankalardan biri olarak böyle yapılırsa, bankası zarar edecek. Ancak Ackermann’ın asıl korktuğu, meselenin Yunanistan’la sınırlı kalmayıp diğer AB üyelerine sıçraması. Sırf bu korku yüzünden Ackermann, 110 milyar euroluk “ara pakete” Alman özel bankalarının katılımını örgütlemeye çalışmadı mı?
Korkarım bu son artık kaçınılmaz. Zira zamanında; ve halen daha; radikal önlem almayan, piyasalara elini kaptırmış bir AB’nin vücudunu (euroyu ve birliğini) kurtarabilmesi için artık kolunu “diyet” olarak vermesinden başka seçenek neredeyse kalmadı.
Şapkadan tavşan çıkar mı?
Merkezi bütçe ve vergi tahsilatı, Maastricht Kriterleri izleme komisyonu kursalar bile ne yazık ki artık farketmeyecek! Kaçınılmaz sona ne kadar çabuk ulaşırlarsa maliyet o kadar düşük olacaktır. Süreyi uzattıkları takdirde borçlardan silinecek miktar daha da artacaktır. Borçlu ülkeler bu işten kazançlı çıkacaklarmış gibi görünse de, hem Euro Bölgesi hem de ayağını yorganına göre uzatmış olanlar için bu durumun yaratacağı “maliyet” çok daha büyük olacaktır.
Borsalar düşüşe devam edecek
Bu haftanın tahminlerine gelince... Borsalardaki olumsuz seyir sürecektir. İMKB 100’de ilk hedef, geçen hafta başında 54.381 ile 54.956 arasında oluşan boşluğun kapanması olacaktır. 54 bin seviyesinin altında günlük bir kapanışın olması, 7 Mayıs kapanışı olan 52.686’ya kadar geri çekilmelerin yaşanmasına neden olabilecek! Düşük bir ihtimal olmakla birlikte 56.750’nin üzerine çıkılması ise pozisyonların azaltılması için fırsat yaratacaktır!
Euro/dolar paritesinde haftalık kapanışın Ekim 2008’deki 1.2330 seviyelerine yakın olması, eurodaki değer kaybının bu hafta da sürebileceğini söylüyor. Kritik seviye ve şimdiki ilk hedef 1.2135. bu seviye aşağı yönlü hızlı geçilecek olur ise 1.15-1.18 bandına doğru bir hareket olacaktır. Yine de bu seviyeler öncesinde artık “aşırı satım” bölgesine girmiş olan euroda 1.2135 seviyesi destek olacaktır!