Yılın en heyecanlı haftası
Tüm piyasalarda 2012 yılının en heyecanlı haftası
Piyasalar açısından bu yılın en kritik haftasına geldik. ABD’de başkanlık seçimlerinin sonuçları tüm dünya tarafından merakla beklenirken Perşembe günü Fitch’in İstanbul’daki semineri de özellikle bizim piyasalar tarafından yakından izlenecek. Malum toplantı öncesinde bir not artışı olup olmayacağı kısa vadede piyasaların seyrini belirleyecek.
Bu yılın belki de en heyacanlı haftasına giriyoruz. “İki buçuk” önemli olay haftaya damgasını vuracak. İkisi kısa vadede çok önemli. İlki Salı günkü ABD’deki başkanlık seçimi, ikincisi ise Perşembe günkü Fitch’in düzenleyeceği toplantı. “Buçuk” olanı ise kısa vadede değil ama orta-uzun vadede önemli olacak Çin’deki yeni parti genel sekreteri (=Başbakan) seçimi.
Dünya neredeyse son 3-4 aydır yeni ABD başkanının kim olacağını bekliyor. “Büyük abiyi” kimin yöneteceği belirlenecek! ABD Merkez Bankası’ndan (Fed) tutun, Avrupa Merkez Bankası’na (ECB) hatta Çin’e kadar sanki herkes Obama’nın yeniden seçilmesini istiyor gibi... Sandy Kasırgası krizini “iyi yöneten” Obama’ya son dakikada 2 iyi haber daha geldi. İlki 125 bin kişi artması beklenen “tarım dışı istihdamın” 171 bin kişi artmasıydı. Diğeri de varili 85 doların altına gerileyen ABD ham petrol fiyatlarıydı (Brent 106 doların altına indi). Sıradan Amerikalı için seçim öncesinde düşen petrol fiyatları Obama’ya “sempatiyi” artırabilir. Zira 2 aday arasındaki yarışta Obama burun farkıyla önde görünüyor. Reuters/Ipsos’un geçtiğimiz Cumartesi günü açıkladığı son ankete göre seçmenlerin yüzde 47’si Obama’yı, yüzde 46’sı da Romney’i destekliyormuş!
Bu arada düşen petrol fiyatları petrol şirketlerinin hisselerini olumsuz etkilerken, Sandy nedeniyle son çeyrek kâr rakamlarının olumsuz etkileneceği kanısı Dow Jones Endeksi’ni Cuma kapanışında yüzde 1.05 geriletmiş. Dow Jones’ta düşen hisselerin yükselenlere oranı 7’ye 3 imiş. Seçimler öncesinde sert biri düşüş olması için çok da uzun bir zaman kalmadığından ABD borsalarının son günlerdeki performansı seçimler üzerinde çok da fazla etkili olmayabilir.
Romney seçilirse...
Seçim sonuçları bir yana teknik olarak bakıldığında bu hafta ABD endeksleri; özellikle de Dow Jones Endeksi için kritik bir hafta! Bizim bayram tatilinde olduğumuz hafta 50 günlük Hareketli Ortalama’nın (HO) altına inen Dow Jones Endeksi neredeyse 1 yıl önceden (4 Ekim 2011) gelen yükseliş trendini “korumaya çalışıyor”! Adeta endeksler de Obama’nın yanında... Ancak bu hafta seçim sonuçları bence ne olursa olsun bu trendin en azından bir kez olsun aşağı yönde kırıldığına tanık olacağız. Obama seçilecek olur ise bu ihtimal daha da artacaktır, zira piyasalar kendi dinamikleri doğrultusunda hareket edeceklerdir. Her ne kadar Obama gelirse Fed “bedava para paketlerine” devam edeceği teyit edilecek olsa da bu paketlerin ne kadar işe yaradığı; hele ki III.BPP’nin; gitiikçe daha fazla sorgulanır olacak. Romney gelir ise Wall Street ilk başta buna sevinebilir, ancak kısa bir süre sonra; özellikle de başkan yardımcısı Paul Ryan’ın muhtemel politikalarını düşününce “artık Fed olmayacak mı? diye sorgulamaya başlayınca trend daha da büyük bir tehdit altına girecektir.
Eğer trend kırılacak olur ise bugünlerde 12.085’ten geçen 200 günlük HO bir sonraki destek olarak piyasaların karşısına çıkacak. Bu seviyenin kırılması durumunda ABD borsalarındaki satışlar daha da hızlanabilir. Bir başka deyişle yeni başkan kim olursa olsun ABD borsalarındaki düzeltme trendi; fasılalarla da olsa; devam edecek görünüyor.
İMKB’de yeni rekorlar görülecek mi?
Gelelim haftanın ikinci önemli olayına... Perşembe günü derecelendirme kuruluşu Fitch’in bir konferansı var İstanbul’da. Piyasa katılımcılarının çoğunun beklentisi bu toplantıda; ya da öncesinde; Türkiye’nin notunun “yatırım yapılabilir” seviyeye çıkartılacağı yönünde. Benim böyle bir beklentim olmadığını en başından beri yazdım, söyledim. Belki bir görünüm değişikliği olabilecek; ki son günlerde piyasa katılımcılarının bir çoğu bu çizgiye çikilmeye başladı. En azından “ben demiştim” diyebilmek, ya da yatırım yapılabilir seviye gelmezse çok da fazla hayal kırıklığına uğramamak için.
Cumartesi günkü VATAN’ın manşeti de “yatırım yapılabilir” notunun gelmeyebileceğini söylüyordu bir anlamda. Ufuk Korcan imzalı haberde; Fitch’in paneldeki konuşmacılara gelebilecek muhtemel soruları ilettiği bir e-mail’den söz ediliyor. Haberde “Fitch’in konuşmacılara gönderdiği “Toplantıda karşılaşılabilecek muhtemel sorular” başlıklı e-mail’de “Türkiye, yatırım yapılabilir kredi notuyla değerlendirilmeli mi?” sorusu yer alıyor. Böyle bir soru konuşmalar bittikten sonra geleceği varsayımıyle “acaba not artışı gelmiyor mu?” diye bir düşünce uyanıyor.
Notumuz “yatırım yapılabilir” seviyeye yükselirse yeni rekor gelir mi sorusu son zamanlarda sıkça sorulur oldu. Geçtiğimiz haftanın son gününde İMKB için 4.15 dolar seviyesinin önemli bir hedef/direnç olduğuna değinmiştim. Notumuz artarsa bu seviyeye (1.79 dolar/TL kurunda 74.285 ediyor) çıkılabilir. Yok eğer böylesi bir not artışı gelmez ve “görünüm” artışı ile yetinilr ise kısa vadede ABD borsalarındaki muhtemel düzeltme ile birleşen bir “hayal kırıklığı” bizi daha aşağılara çekebilir.
Bu durumda 1 Kasım’da görülen 72.940 seviyesini zirve kabul ettiğimiz takdirde 68.500’lere kadar devam edebilecek bir “düzeltmeden” söz etmek mümkün olacak! Yeni zirve gelecek olur ise bu düzeltme seviyesi muhakkak ki değişecektir.
Gelelim “buçuk” olaya... Çin’den hafta sonu 55.5 olarak gelen resmi “Satınalma Yöneticileri Endeksi” (PMI) verisi Çin’deki toparlanmanın ipuçlarını veriyor. Yeni “Başbakanın” seçilmesi ile teşvik paketlerinin de açılması beklendiğinden “doğudan” iyimser bir hava esebilecek. Ancak bu “ılımın rüzgarın” uzun soluklu olma ihtimaline karşın temkinli olmakta fayda var.
Kritik haftanın “iki önemli olayı”, şimdilik kaydıyla “buçuktan” daha heyecanlı ve de kritik!