Yeni rekor bu hafta kırılır mı?
.
Hepi topu 3 (yazıyla üç) oy farkla kabul edilen Obama’nın sağlık reformunun ekonomiye darbe vuracağı söyleniyordu. Tasarının kabul edilmesi durumunda borsaların buna düşüşle tepki vermesi bekleniyordu. Hiç de öyle olmadı. Tam tersine, borsalarda hatırı sayılır yükselişler oldu.
Obama’nı “annesine ithaf ettiği” yasanın kabul edilmesinin olumsuz etkilediği belki de tek piyasa, ABD Hazine bono piyasası olsa gerek. Zira tasarının getirdiği vergi artışlarının Hazine hesaplarına intikali öncesinde, ABD Hazinesi’nin borçlanmasını artırması bekleniyor.
Zaten halihazırda yüksek olan borçlanma oranı daha da yükselecek. Bu düşünce hem geçen haftaki ABD Hazinesi’nin ihalelerini hem de faizleri olumsuz etkiledi. Hafta içinde yapılan 7 yıllık iki borçlanma ihalesi başarısız olarak anılacak şekilde sonuçlanırken, 10 yıllık bono getirileri yüzde 3.68’den önce 3.85 ardından da 3.91’e kadar yükseldi. 3.90’ın üzerinde kapanışlar olması en son 11 Haziran’da görülen yüzde 4 seviyesinin yeniden ziyaret edilmesi hatta bu sefer geçilmesi anlamına da gelecektir.
Malumunuz ABD faizlerindeki gelişmeler tüm piyasaları yakından ilgilendiriyor. ABD faizlerinde, ister piyasa tarafından, isterse de Fed tarafından resmi politika faizlerinde olsun yükseliş küresel piyasalarda olumsuz bir gelişme olarak algılanacaktır.
Varlık piyasaları ve özellikle de hisse senedi piyasaları şimdilik bu gelişmeyi ciddi bir tehlike olarak görmüyorlar. Nereden mi belli? Endekslere bakmanız yeterli. ABD borsa endeksleri geçtiğimiz hafta, krizin dibinden sonraki en yüksek seviyesine gelirken beraberlerinde diğer borsaların da önemli kısmını yukarı çektiler.
5 Şubat’tan bu yana yükselen Dow Jones Endeksi’nde son 34 işgününden 23’ünde yükseliş yaşanmış. Geçtiğimiz haftanın çarpıcı yönü, Obama’nın sağlık reformu sonrası piyasaların yükselmeye devam etmesiydi. Dow Jones’ta 10.955 ile 11 bin seviyesine oldukça yaklaşıldı.
Haftalık bazda bakıldığında yükselişin devamı halinde 11.135 seviyesine kadar devam etmesi söz konusu. 200 haftalık hareketli ortalamaya (HO) ifade eden bu seviyeler aynı zamanda Fibonacci teknik düzeltme seviyelerinden birine de denk geliyor olması önemli! Benzer şekilde S&P 500 Endeksi’ndeki 1.225 seviyesi “eş sebeplerden” dolayı önemli.
ABD borsalarında bu yükselişlerin yaşanmasından “destek bulan” gelişmekte olan ülke piyasalarından bir çoğu kriz sonrası zirvelerini gördüler. Bunlardan biri var ki kriz öncesi zirvesini de geçti. Arjantin’in Merval Endeksi 31 Ekim 2007’deki 2.354’lük zirvesini geçtiğimiz Perşembe günü 2.449 ile geçmiş durumda.
Yeni zirve görmeye aday bir başka borsa da İMKB. İMKB 100, 15 Ekim 2007’de (Merval’den 15 gün önce) 58.864 ile kendi rekorunu kırmıştı. Geçtiğimiz Cuma günü görülen 57.645 ile rekora sadece 1.219 puanlık (yüzde 2.11) bir mesafesi kalmış görünüyor. Kapanış seviyesinden bakıldığında aradaki mesafe 2.254 puana (yüzde 3.98) çıkıyor.
Yeni zirve görülür mü?
Başarısızlıkla “süren” üç açılıma, Ergenekon soruşturması, ardından anayasa değişikliği “projesi” ve projenin devamında gelebilecek referanduma, hatta erken seçim ihtimaline rağmen diğer gelişmekte olan ülkelerden bile daha fazla (!) yükselen İMKB, bu hafta da rekor kırarsa artık kimseyi şaşırtmasın.
Benim ilk rekor adayım 59.700 seviyesi! Böylesi bir yükselişin önünde teknik olarak bir engel yok görünüyor.
Dolarda 1.52-1.56 TL bandı korunacak
Dünya borsalarında yükseliş sürecekse, döviz ve faiz piyasalarında bir sorun çıkar mı? Hiç sanmam. Zira dolar/TL kurlarında “yumuşak hava” ve Yunanistan sonrasında euro/dolar paritesinde 1.34’lerin üzerine doğru bir düzeltme ihtimalinden dolayı 1.52-1.56 bandı korunacaktır!
Gösterge bileşik faizlerlerde de yüzde 8.85 ve ardından da 8.60 seviyelerini görebiliriz. Özellikle de haftanın ilk iki gününde. Neden mi? Salı günü çeyrek sonu! Yılın ilk çeyrek bilançolarının kapanış günü. Hazır piyasalar bu seviyelere gelmişken fon yöneticileri bu “resmi” bozmak istemeyecektir.
Hatta her biri resmi daha da güzelleştirebilmek adına bir kaç küçük rötuş yapmak isteyecektir!