Yeni balonun akıbeti ne olacak?
.
Haziran ayının ilk haftasından bu yana yaşanan rallide ulaşılan seviyeler, tahminlerin oldukça üzerine çıktı. Mart ayının başlarında; IMKB’de bu yıl içinde 35 binli seviyeler görüleceğinden söz ederken, bu denli hızlı bir hareketi tahmin etmiyordum. Arada yenilenen tahminlerim bile 40.000’lere ancak gelirken, geçtiğimiz hafta içinde IMKB’de 43.627 seviyesine kadar çıkıldı!
Benzer şekilde Dow Jones’da yıl içinde 9.000 derken geçtiğimiz hafta 9.246 seviyesine gelindi. Rallinin hızına bakılacak olursa; korkularını geride bırakmış, risk iştahı iyice artmış, sıfır faiz politikası ile “beslenen” yatırımcıların borsaları daha da yukarı götüreceklermiş gibi bir izlenim ortaya çıkıyor.
“Bedava para” bizde de olduğu gibi reel ekonomi yerine, borsalara, finansal piyasalar gidiyor. Neden gitmesin? Reel ekonomide sonuç almak hem meşakkatli, hem de uzun zaman alan bir süreç. Tıpkı buğdayı tarlaya ekip, nerdeyse 10 beklemek gibi... Bu arada da kuraklık ya da sel gibi felaketlerle karşılaşmamak için dua edeceksiniz. Zor iş! Halbuki borsalara yatırım yapmak öyle mi? Orada hayat çok daha hızlı ve de “kolay”. Sonuçlarını hemen görebiliyor, kârınızı kısa zamanda cebe koyabiliyorsunuz.
Bu nedenlerle merkez bankalarının sağladıkları “bedava para” reel ekonomiye gitmiyor, çarklar halen daha istendiği gibi dönmüyor, işsizlik azalmıyor, gelir geniş kesimlere yayıl(a)mıyor. Henüz daha krizin paniğini atlatamamış durumdaki politika yapıcıları da henüz bu meselelere eğilebilmiş değiller. Piyasalarda “Bedava para” ile yeni bir balon şişiriliyor ve bu arada yeni balonunun yaratabileceği felaketle kimse ilgilenmek istemiyor.
Korkarım bu kadar hızlı şişirilen balonun sonu “W” olacak!
Zira Mart başından bu yana yaşanan ralli, Haziran başındaki kısa bir düzeltme dışında hemen hiç mola vermedi. Reel ekonomi hem buna yetişemiyor, hem de küresel krize sebep olan bir önceki “finansal altyapıda” herhangi bir değişiklik yapılmış değil! Yeni bir krizin çıkmasını engelleyebilecek hiç bir temel değişiklik olmadı. IMF’ye verilen “küresel bekçilik” görevi dışında, kurumlar bazında ya da felsefik anlamda iyileştirici hiç bir önlem alınmadı. Alınan tek önlem “bedava para” ile yeni bir balon şişirilmesi ya da patlamış olan eski balonun “deliklerinden kaçan havadan daha fazla hava basılmasıyla” yeniden şişirilmesi oldu!
Felsefik bu tartışmalarda sonra kısaca bu hafta neler olabilire bir bakalım:
Geçtiğimiz hafta borsalarda görülen yükseklerin (Dow’da 9.246, S&P 500’de 996 ve IMKB 100’de 43.627) önümüzdeki bir-iki hafta için zirve olması büyük olasılık. Bu seviyelerin aşılması durumunda borsaların bir miktar daha yol almaları mümkün. Dow Jones’ta 9.330-9.415 ile S&P 500’de 1.005-1.015 ve de IMKB 100’de 44.300 seviyelerine doğru “son bir atak” olabilir.
Bir molaya ihtiyaç olduğu ve geçen hafta görülen seviyeleri zirve kabul ettiğimiz takdirde; S&P’de 966 ve ardında 948 seviyelerinin, IMKB’de de sırasıyla 41.900, 40.820 ve 39.950 seviyeleri görülebilir.
EURO DEĞER KAZANMAYA DEVAM EDECEK
Bu hafta paritede önemli hareketler olabilir. Zira geçtiğimiz hafta ABD Hazine’sinin 115 milyar dolarlık ihracı öncesinde yükselen ABD tahvil getirileri, ihalelerin başaıyla sonuçlanması sonrasında gerilemeye başladı. Bu durum; doların euro karşısındaki faiz “dezavatajını” bir kez daha akıllara getirdi.
Euro yeniden 1.4250’lere yükseldi. Bu hafta da değer kazanmaya devam edecek ve 1.4330 geçilecek olur ise paritenin 1.4540’a kadar yükselme olasılığı yüksek. Bu da dolar/TL kurlarında 1.46-1.4650 bandının da altına inilmesine, 1.4550’lerin görülmesinin yolunu açabilir.