Voltran sistemi kurtardı!
.
Önceki gün FED; 5 büyük merkez bankası ile birlikte 200 milyar dolarlık yeni bir paket “açıklayınca” hisse senedi piyasaları hızla toparladı. Gazetemizin dünkü sayısında 5 merkez bankasının ortak hareket etmesi çizgi film karakteri “Voltran”a benzetilmişti.
Voltran kapitalist sistemi kurtarmaya kararlı. Yaşanmakta olan bu en ciddi krizde, piyasaların yerle bir olmasına izin verilmeyeceği, en azından ilk çeyrek sonuna kadar herhangi bir batış olmayacağı ilân edilmiş oldu. Henüz tüm detayları açıklanmamış olmakla birlikte FED; AAA notuna sahip olan “her türlü” menkul kıymet teminatına karşın 28 gün boyunca Amerikan Hazine bonosu ödünç verecek.
Böylelikle, eldeki menkul kıymetler (AAA olsa bile kimse artık bu nota inanmadığından) en “iyi kalitedeki” Amerikan bonolarıyla değiştirilecek. Bir mülkiyet değişiminden çok bu bir tür takas (swap) işlemi olacak. Mülküyet halen daha teminatı veren kuruma ait olduğundan bu kıymetlerdeki fiyat riski halen daha ilgili luruma ait olacak.
Henüz daha FED’in piyasadaki batık, pardon, donuk menkul kıymetleri satın alıp, bankaları “resmen” kurtarma aşamasına gelinmedi. Şapkadaki diğer tavşanlar çıkarılıyor. Sorunlu kredilere dayalı “toksik” bonoların FED tarafından satın alınması en sona saklanan tavşan. O zamana kadar alınan önlemlerle herhangi büyük bir batış yaşanmadan, sorunun zamana yayılarak çözülmesine çalışılıyor.
Başarı şansı bence oldukça az.
Nedenine gelince... Artık fiyatların piyasa mekanizması içinde şekillendiği bir ‘serbest piyasadan’ bahsetmek mümkün değil. Hisse ya da ev fiyatları düşmesin diye sisteme bu denli büyük miktarlarda (200 milyar dolarlık ek kaynak FED’in cari bilançosunun yüzde 25’ine denk geliyor!) ve de sürekli bir şekilde piyasalara müdahale edince bu mutlaka bir yerlerde anormalliklere neden oluyor.
Radikal bir çözüm üretilmeden yeni anormallikler görmeye devam edeceğiz.
Bu arada dün piyasalarda ilginç bir istatistiki bilgi dolaştı. FED’in kararı sonrasında Dow Jones Endeksi yüzde 3.55 yükseldi. 2000 yılından bu yana bir günde yaşanan en büyük yükselişlerin hep “ayı piyasası” döneminde olduğu şeklinde bir çalışma yapılmış. Salı günkü çıkış dışındaki 20’den fazla gün yüzde 3 ve daha üstü yükseliş 2000-2003 yılları arasındaki “düşen (ayı) piyasa” döneminde olmuş.
Salı günkü yükseliş yüzde 3’ün üzerinde olunca “ayı piyasası”nın teyidi olarak algılanmış durumda. İlginç bir istatistik olabilir. Zira, böylesine hızlı çıkışlar; açığa satışların çok olduğu dönemlerde olabilir. Açığa satışlar da daha çok ayı piyasasında kullanıldığından bu yoruma hak vermek yanlış olmaz.