VOB için öneriler - I
.
İzmir’de 2002 yılında kurulmuş olan Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) gittikçe artan sayıda yatırımcı ve şirketin dikkatini çekiyor. Bu borsada; pamuktan, faiz oranlarına; dolardan, İMKB 30 kontratına kadar değişik finansal ürünlerin önümüzdeki altı aydaki “beklentileri” alınıp satılıyor.
Her ne kadar ürün “gamı” geniş gibi görünse de aslında VOB’un işlem hacminin çok büyük kısmını ‘yakın vade’ İMKB Endeks 30 kontratı oluşturuyor. ‘Yakın vade’ dolar kontratları çok geriden endeks 30 kontratlarını takip ediyor.
Yakın vade ne derseniz, her bir finansal ürünün 2’şer ay arayla birbirini takip eden üç kontratı VOB’da işlem görüyor. Yakın vade de işlem tarihine en yakın zamanda vadesi dolacak kontratı ifade etmekte kullanılıyor. Örneğin İMKB 30 kontratının yakın vadesi bu aralar 30 Haziran’da vadesi dolacak olan kontrat.
Her ne kadar böylesi bir borsanın varlığından haberdar olanların sayısı henüz istenen büyüklüğe ulaşmamış olsa da VOB’un kendi içindeki işlem hacmi ve İMKB’ye ciddi bir alternatif olma yönündeki rekabeti her geçen gün artıyor. İşlem hacimlerindeki değişimlerden bu görülebiliyor.
Borsalardaki işlem hacimleri
(Milyon TL)
Yıl VOB Yıllık Artış % IMKB Yıllık Artış %
2005 658,7 - 265,901 -
2006 10,608 1510.39 319,525 20.17
2007 107,605 914.35 386,322 20.91
2008 188,231 74.93 334,174 -13.50
Özellikle; ithalat ya da ihracat farketmez; dış ticaret ile uğraşan şirketlerin kur risklerini kontrol altına alabilmeleri için VOB önemli kolaylıklar sağlıyor. Vadeli dolar ya da euro kontratları aracılığıyla 6 aya kadar kur garantisi temin edilebiliyor. Bunun için de işlem büyüklüğünün yüzde 10’una yakın bir teminat bulundurmak yeterli oluyor.
Diğer yandan İMKB Endeks 30 kontratı (İMKB 100 kontratı da var ancak bunda hemen hemen hiç işlem olmuyor) özellikle yabancı yatırımcılar tarafından değişik amaçlarla, oldukça yoğun olarak kullanılıyor. Kimisi elindeki hisse senetlerinin “riskini dengelemek” için kullanırken, kimisi sadece spekülasyon amaçlı kullanabiliyor. Bazıları da İMKB ile VOB arasında değişik arbitraj imkânları yaratabiliyorlar (bunlara da ileride değineceğim).
VOB’un işlem hacmini gerçekleştiren yabancı yatırımcılar, hisse senetlerinden farklı olarak belli aracı kurumlar ile çalışıyorlar. Bunun başlıca sebebi de, VOB’da aldıkları pozisyonlarını diğer aracı kurumlara, daha doğrusu “saklama hizmeti” veren kurumlara aktaramıyor olmalarından kaynaklanıyor. Vadeli işlem piyasalarında; pozisyonların bir kurumdan diğerine aktarma işlemine “give-up” deniyor. Vadeli piyaslarda kontratlar için teminat tutma zorunluluğu, hisse senetlerinden farklı bir devir altyapısı gerektiriyor. Aracı kurumlar arasında haksız rekabete yol açan bu durumun en kısa zamanda çözülmesi VOB’un işlem hacminin ve de yaygınlığının artırılması açısından önemli!
Bunun için Takasbank’ın ve VOB’un altyapı çalışmalarını tamamladığı söyleniyor. SPK’nın bu konudaki nihai düzenlemeleri bekleniyor. Yeniden VOB başkanlığına seçilen Sayın Işınsu Kestelli’nin VOB’un işlem hacmini arttırmaya yönelik önceliklerinden biri bu give-up meselesini çözmek olsa gerek...