Şampiy10
Magazin
Gündem

Süper Mario Almanya’yı ikna eder mi?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Bugün Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) toplantısı var. Fed’den yeni bir Bedava Para Paketi (BPP) müjdesi gelmeyince, gözler diğer bir “para kaynağı” olan ECB’ye döndü. Finansal piyasalar “nakit müptelası” gibiler. Krizi bir türlü atlatamayan reel ekonomiler, finansal piyasaların desteklemediği bugünkü ortamda, yeni para olmayınca yükselemiyorlar.

“Bedava para nereden gelir” diye etrafa bakılırken şimdi de ECB hedefte. Bugünkü toplantıdan piyasanın beklentisi yeni bir tahvil alım programının açıklanması. Piyasalara “sızan” dedikodulara göre, ECB sorunlu ülkelerin 3 yıla kadar olan tahvillerinin alacağı bir program üzerinde çalışıyormuş. Miktar ile ilgili bir sınırlama koyulmaksızın, “belli bir seviyenin” üzerine çıkıldığında, ECB’nin iradesi doğrultusunda piyasalara müdahale edilerek bu bonoların alınacağı bir programdan bahsediliyor. “Belli bir seviyenin” ne olacağının kamuoyuna açıklanmasının mı, yoksa gizli tutulmasının mı daha iyi olacağı da tartışmalar arasında. 4 Eylül’de üye ülkelerin Merkez Bankası guvernörlerine dağıtılan taslak, bugünkü toplantıda tartışılacakmış.

Dün piyasalardaki bir dedikodu, “belli seviyenin” ne olacağının açıklanmayacağı yönündeydi. Bu da İspanya ve İtalya bonolarına alım getirdi. İspanyol ve İtalyan 10 yıllık tahvil getirileri sırasıyla yüzde 6.60 ve 5.70 seviyelerinden 20’şer baz puan gerilediler. Sınır açıklanmazsa, piyasanın algılaması ECB herhangi bir seviyeyi “kritik eşik” kabul ederek rahat (!) hareket edebilecek. Sınırı açıklamanın bir başka olumsuz yanı da işlerin sarpa sardığı bir sırada piyasanın bu sınırı inatla test etme ihtimali. Böylesi bir durumda ECB’nin elindeki imkânların sınırına dayanması durumunda istenmeyen kırılmalar yaşanabilir.

Birçok sorundan birisi de sorunlu ülkelerin borçlanma yapıları... Özellikle İspanya’nın borcunun yüzde 60’ından fazlası 3 yıldan uzun. ECB’nin alımlarını 3 yıl ile sınırlaması piyasaları memnun etmeye yetmeyebilir. Belki kısa vadeleri satanların bir kısmı uzun vadelere yönelebilirler. Ancak bu kriz ortamında böylesi “iyimser” yatırımcı bulmak hayli zor.

Diğer bir sorun da Alman Merkez Bankası Bundesbank’ın bu programın tamamına değilse bile bazı bölümlerine itiraz ediyor olması. Genelde “kurtarma” fikrine sıcak bakmayan Almanları ikna etmek zor olacağa benzer. Malumunuz sırf bu sebepten dolayı eski başkan Axel Weber’den sonra Bundesbank Başkanı Jens Weidman’ın “istifa” bile edebileceği dedikoduları ortalıkta... ECB Başkanı Mario Draghi’nin Almanya’yı ikna edip edemeyeceği ciddi merak konusu.

Dün yaşanan ilginç gelişmelerden birisi de 5 milyar euroluk Alman 10 yıllık tahvil ihalesine 3.9 milyar euroluk talep gelmesiydi. Her ne kadar getirilerde ciddi bir değişikliğe yol açan bir durum olmasa da katılımcıların yarını görüp ondan sonra karar vermeyi tercih ettikleri anlaşılıyor.

Tahvil alım programına bugünkü toplantıda karar verilmesi düşük bir olasılık bence. Benim bugün ECB’den asıl beklediğim politika faizlerinin; 25 baz puanlık bir indirimle; yüzde 0.50 seviyesine indirilmesi. Bu karar olmaksızın sadece tahvil alım programı açıklanır ise korkarım AB erteleyeceği borç sorunuyla birlikte ileride başına çok daha büyük dertler açacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Borsalar toparlanır mı?
  2. Merkez Bankası beklemeli mi?
  3. Brunson rallisi yaşanacak mı?
  4. ABD tahvilleri bizi nasıl etkiler?
  5. Papatya falı gibi...
  6. Enflasyon kritik
  7. YEPyeni hedefleri 12’den vurur mu?
  8. Yeni OVP piyasaya güven verecek mi?
  9. Faizi dengeleyici adım geldi
  10. Merkez ne yaparsa Dolar/TL ne olur?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.