Son PPK çok tartışılacak!
.
Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizlerini 25 baz puan indirerek 6.25’e düşürdü. Bu karar bir çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Perşembe günkü PPK öncesinde “MB faiz indirmeyecek” başlıklı yazımın sonunu “Bugün PPK’dan çıkabilecek en kötü karar mı? ... 25 baz puanlık bir indirim! Ne suya, ne sabuna dokunmak istemeyen böylesi bir indirim; MB hakkında yepyeni soru işaretleri yaratacaktır! Kurumun kredibilitesi için sakıncalı (!) bir karar olacaktır.” diye bitirmiştim.
Çok değil hafta başındaki Euromoney toplantısında “Hesapladık, kitapladık faiz indirimleri cari açığı azaltmıyor” sözü ile faiz indirim olmayacağını ima eden Başkan Durmuş Yılmaz , sonrasında 25 baz puanlık bir indirime imza atmış görünüyor. PPK Üyesi Turalay Kerç’in ifadesine göre (her ne kadar MB oylar açıklanmıyor diye bir anlamda düzeltmeye çalışsa da) karar oy birliği ile karar verilmiş.
Başkan Yılmaz dışarıda farklı, içeride farklı bir davranış sergilemesi MB’nin kurumsal itibarına dair yepyeni soru işaretleri oluşturdu. Diğer taraftan madem faiz indirilecekti neden 50 değil de 25 baz puan indirildi? “50 baz puan indirelim, nasılsa bu bir deney değil mi, sonuçlarını daha çabuk alırız” diye düşünülmedi mi acaba? Notlar açıklandığında bakalım bu konuda bilgi sahibi olabilecek miyiz?
Anlaşılan PPK kararlarında bundan böyle sadece MB’nin klâsik “fiyat istikrarını koruma” misyonundan çok, “finansal istikrar”, “istihdamın arttırılması” ve “enflasyona yol açan yüksek faizin düşürülmesi” gibi Başkan Yılmaz’ın ayrıca karşı çıktığı “çoklu hedefler” öne geçeceğe benziyor.
PPK kararında; faiz indiriminin yaratacağı gevşemeye karşın zorunlu karşılıkların arttırılmasını MB Meclisi’ne tavsiye ediyor. Piyasa, daha önceki toplantılardan sonra olduğu gibi; dün sabah zorunlu karşılıkların artırılmasını bekliyordu. Artış gelmedi, yerine Banka Meclisi’nin Pazartesi toplanacağı açıklaması geldi. Bu da PPK üyeleri ve MB Meclis Üyeleri arasında fikir ayrılığı olduğu izlenimini uyandırdı.
Tüm bu tedirginlikler dönüp piyasaları vurdu. “1 Dolar+1 euro” sepeti Aralık 2009’dan bu yana ilk kez 3.73 seviyesine çıkarken gösterge bono bileşik faizleri 7.76’ya kadar yükseldi. Üstelik bono verim eğrisinin hem kısa, hem de uzun tarafı aynı anda yükseldi. Piyasanın MB kararlarından ve içerideki çokbaşlılıktan çok hoşlanmadığının en iyi göstergesi. Eğer piyasa bu faiz kararının uzun vadede bir faydası olacağına inanmış olsaydı, kısa vade tarafı değilse bile uzun vade tarafı çok da fazla yükselmeyebilirdi.
Ancak her iki “ucun da” artıyor olması bir anlamda yeni politikaya olan güvensizliği gösteriyor.