Sıkı bir düzeltme için iyi mazeret: Mısır!
.
KÜRESEL gelişmeler, ABD ve Avrupa piyasalarındaki sıkı bir düzeltme için “iyi mazeret” olarak kullanılacak. 8-9 haftadır sürekli yükselen piyasalarda kâr realizasyonu için uygun zemin ortaya çıktı. Bizim piyasalarımız, böylesi bir “düzeltmeden” ister istemez negatif etkilenecek.
Tunus, ardından Fas derken, kimse işin içine; 30 yıldır Hüsnü Mübarek tarafından yönetilen, İsrail’in “iş ortağı” ve bu ortaklık nedeniyle ABD tarafından “korunan, kollananan” Mısır’ın karışıklıklara dahil olacağını hesaba katmamıştı. “Ayaklanmanın” hem zamanlaması, hem de ilerleme hızı herkesi şaşırttı!
Yer yer yağmaların bile başladığı Mısır’da; Mübarek’in istihbarat şefini başkan yardımcısı, havacılıktan sorumlu bakanı da (eski hava generali) başbakan ataması ya da gece sokağa çıkma yasağı koyması meseleyi çözmeyecektir. Ok yaydan artık çıktı. Mübarek ne yaparsa yapsın; ne kendi, ne de ülkenin kaderini değiştiremeyecektir.
Mübarek’in en ciddi rakiplerinden ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın eski Başkanı ElBaradei’nin “ABD Mısır halkı ile rejimi arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır” söylemi işlerin daha da karışabileceğine dair bir izlenim.
İşin ilginç tarafı, diğer Kuzey Afrika ülkelerindeki ayaklanmalardan farklı olarak, Ruşen Çakır’ın yorumuyla “siyasi islamın yaratıcısı ve lideri” Mısır’daki değişim, diğer islam ülkelerini de mutlaka etkileyecek olmasıdır.
Peki ne oldu da Kuzey Afika ve Arap ülkelerinde bir anda bu ayaklanmalar başladı ve “bulaşıcı bir hastalık” gibi hızla yayılıyor? Bu konuda iki sebep ilk anda aklıma geliyor. İlki; artan gıda fiyatları nedeniyle düşük gelir grubundakilerin isyanı... (bu medyada dile getirilen bir sebep idi) Diğeri de batı; krizden çıkabilmek için üretimlerini rahatlıkla satabileceği pazarlara/ülkelere ihtiyacı her zamankinden daha fazla arttı! Görece olarak kapalı ekonomileri; yeni pazar aç abilmek adına bu ayaklanmalara “destek” verildi! Oldukça “spekülatif” olan bu konuya önümüzdeki günlerde yeniden döneceğim.
Mısır meselesi en çok petrolü vurdu! Brent petrolde 100 dolara “çeyrek kaldı”, 99.73 dolar seviyesi görüldü. Eh, petrolde 100 doların eli kulağındaydı (gerçi ben WTI için bekliyordum ama brent aradan sıyrıldı). Bu hafta herhalde 100 dolara artık kayda da geçer. ABD ham petrolü de Cuma günü; 2009’dan sonraki en büyük sıçrayışını yaptı. O da bu ortamda yükseliş hareketine devam edecektir!
Küresel bu gelişmeler ABD ve Avrupa piyasalarındaki sıkı bir düzeltme için “iyi bir mazeret” olarak kullanılacaktır. 8-9 haftadır sürekli yükselen piyasalarda kâr realizasyonu için uygun zemin ortaya çıkmış oluyor. Kendi iç dinamikleriyle karışık bir dönemden geçmekte olan bizim piyasalarımız, gelişmiş ülke piyasalarında böylesi bir “düzeltmeden” ister istemez negatif etkilenecektir!
Etki dışarıdan ya da içerden gelsin farketmeyecek, zira son iki haftada yaşananlarla piyasalarda oluşan hava teknik olarak önemli dirençlerin kırılmasına sebep oldu. Borsada, faizlerde ve döviz kurlarında önemli “direnç” seviyeleri kırıldı!
1 dolar+1 eurodan oluşan sepet bazında 3.73 önemliydi. Kırıldı! Benim bu yıl için tahmin ettiğim üst bant olan 3.75’de dayanamadı! Cuma günü itibarıyla da 3.82 seviyesi test edildi. 3.8260’nın üzerine çıkılması 3.97 gibi bir seviyenin önünü açacaktır ki bu seviye 3.87’nin ideal olduğunu söyleyen TİM başkanı Mehmet Ekşi’nin istediğinden de daha iyi bir seviye olacaktır.
Daha bilinen bir ikili dolar/TL kurlarına bakıldığında da 1.6070 seviyesi önemli bir direnç seviyesi. 1.5750’nin kırılmasıyla bu seviyelere gelindi. Bu hareketin parite 1.32’lerden 1.37’lere çıktığı sırada yaşanması önemliydi.
Nitekim dolar euro karşısında değer kaybederken, dolar karşısında değer kazanması sepetteki teknik seviyelerin hızlı kırılmasına sebet oldu!
Dolar 1.6350’yi test edebilir
Dönelim dolar/TL’ye... 1.6070 seviyesi haftalık kapanış olarak tuttu. Bu seviyenin korunmasını bekliyorum. Ancak euro/dolar paritesinde 1.3745’in üzerinde kalınmadığından dolayı bu hafta içinde doların değer kazandığını görebiliriz. Hareket hızlanacak olur ise dolar/TL’de yukarıda 1.6350’nin test edilme olasılığı artıyor.
İşler biraz daha sarpa sararsa da 1.6460-1.6575 bandına kadar uzayan bir harekete şahit olabiliriz. Bu seviyeler son günlerde fazla dile getirilir oldu. Anlaşılan o ki 1.65’lere yaklaşıldıkça döviz cephesinde yavaş yavaş satıcılar ortaya çıkacak!
Yeni pozisyon açmak, Türkiye’de treni kaçırdım korkusunu yaşayanlar için uygun seviyeler olacaktır. Niteki kurlardaki bu gerilimin borsaya yansıması durumunda orada cazip alım seviyelerine yaklaşılacaktır.
İMKB 100’deki kritik eşiklerin ilki 62.050’de (teknik olarak önemi olan 200 günlük Hareketli Ortalama). Ardından da 60.500-59750 bandı devreye girecektir! Özellikle bu seviyelerde yeni alıcıların gelmesi çok da büyük bir sürpriz olmasa gerek!
Düşüşlerden önce ola ki saman alevi misali toparlanmalar olur ise 64.500-65.200 seviyelerine kadar bir çıkış olabilir. Ancak bu hareketlerin mal sat(a)mamış olanlar için cazip bir fırsat olacağını da akılda bulundurmakta fayda var!