Sıfır faize kim para yatırır?
.
Euro, bayram tatili boyunca dolar karşısında yüzde 5.5’e yakın değer kazandı. Bayram tatili boyunca başta ödeme güçlüğüne düşen General Motors olmak üzere ABD’li “arabacıların” kurtarılacağı beklentisiyle, hisse senetlerinde yükseliş havası hakimdi.
Amerika’da finansal şirketlerin hisse senetlerinin toparlaması, ardından da petrol fiyatlarının artması, hisselere yaradı.
Bence asıl etkili olan, “yıl sonu rallisiydi”. En kötüyü bu yılda bırakmak yerine, yılı iyi kapatmak, en azından diplerden yükselmiş olarak kapatma çabası galip geliyor. Önümüzdeki günlerde de benzer bir havanın hakim olacak görünüyor. Yeni dipler, yeni yıla kalıyor gibi...
Bayram tatilinde hisse senetlerinden bile daha ilginç bir gelişme yaşandı. ABD Hazinesi 4 haftalık bonoları sıfır (rakamla 0) faizle ihraç etti.
Herkes piyasalardan o kadar çok korkuyor (veya ABD Hazinesi’ne öylesine güveniyor) ki faiz kazanmadan parasını ABD Hükümeti’ne “faizsiz borç veriyor”. 4 hafta sonra sadece yatırdıkları anaparalarını geri almaya razılar.
Artık ABD’de deflasyonun fiyatlanmaya başladığı netleşmiş durumda. Deflasyon ortamında, “nakit kraldır” deyimi (matematiksel olarak da) bir kez daha anlam kazanıyor!
3 aylıkta da durum farklı değil! Faiz yüzde 0.01’e kadar düşmüş durumda. ABD’nin bono çıkarmaya başladığından bu yana ilk kez yaşanan bir durum. Hatta bu bonolar ikincil piyasada “negatif getiri” ile bile işlem görmüş. Yani bugün bonoyu almak için vadesinde geri alacağınızdan daha fazla para vermeniz gerekiyor.
YTL de nemalanacaktır
FED’in önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda yüzde 1 olan politika faizlerini 75 baz puanlık bir indirimle, yüzde 0.25’e indireceği beklentisi de artmış durumda.
Tüm bunların üstüne, Temmuz ortasından bu yana doların euro karşısında yüzde 23’e yakın değer kazanması dış ticaret açığını da olumsuz etkilemiş durumda. Hem güçlü dolar hem de düşen talep, ihracatın azalmasına yol açmış durumda.
Tüm bunlar euronun, dolar karşısında 1.3330’a kadar değer kazanmasına yol açmış durumda. Doların değer kaybı diğer tüm para birimlerinin ve de petrol, altın gibi emtiaların dolar karşısında değer kazanmasına yol açtı.
Kimse faizi sıfıra yaklaşmış bir parayı elinde bulundurmak istemiyor. Bundan sonra “FED faizleri yüzde 0.25’e indirirse son 4-5 yılın ” para pınarı “ olan Japon Yeni’nin yerini dolar alacak mı?” sorusu sorulacak gibi görünüyor!
Küresel pozisyonların kapatılması nedeniyle yaşanan dolar talebi piyasaların yıl sonu nedeniyle yumuşamasıyla ertelenince meydan, “faizi yüksek olan” paralara kaldı. YTL de bundan “nemalanacaktır”.
Cuma günü 1.5850’lerden kapan YTL’nin 1.55’in altına 1.5350’ye hatta kısa bir süre için 1.5145’lere kadar bile inmesi söz konusu.
Kurlarda ve bono faizlerinde bugün ve önümüzdeki hafta yaşanacak “yumuşama” yıl sonuna kadar “ite kaka” da olsa devam edebilir.
Hükümetin, bankacıların, borçluların, ithalatçıların hatta ihracatçıların kısacası herkesin kısa vadeli çıkarları doğrultusunda arzuları da bu yönde değil mi zaten?