Sepette TİM Başkanı’nın seviyelerindeyiz! Ya şimdi?
.
Geçtiğimiz yılın Ağustos ayının sonlarına doğru Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, referanduma “Evet” diyeceklerini açıklarken yaptığı açıklamada “Bizim hesaplarımıza göre sepetin 3.87 olması gerekiyor. Sepet şu anda 3.44. İhracatçılarımızın canı çok yanıyor” demişti.
Başkan Büyükekşi, ‘1 dolar+1 eurodan’ oluşan “sepeti” kastediyordu. Paritenin 1.27, dolar/TL kurlarının da 1.52’lerde olduğu günlerden bugünlerde parite 1.36’ya yükselirken dolar/TL’de 1.59’lara geldi. Merkez Bankası’nın izlediği yeni “politika karma(şa)sıyla” oluşan belirsizlikle birlikte kurlarda yaşanan yükseliş sonrasında “sepet” 3.82 seviyelerine kadar yükseldi.
Şimdi mesele gelinen bu seviyede TİM’in tavrının ne olacağı? Bu seviyeyi de yeterli görmeyip, geçmişteki “zararlarını” tahsil etmek için kurların daha da yükselmesini mi talep edecek, yoksa bu seviyeleri “makul” kabul edip kur risklerini “hedge” edecekler mi?
Kurların artmasının 113 milyar dolarlık ihracata imza atan TİM üyelerine yardımcı olduğu aşikâr. Ancak 183 milyar dolarlık rakama ulaşması beklenen ithalatçılar açısından artışlar “yorucu” olsa gerek. Şunu da unutmamak gerekir ki, ihracat yapabilmek için gittikçe artan oranda ithalata bağımlı hale gelen bir üretim yapısına doğru gidiyoruz. Bu nedenle kurların artıyor olması, bundan 10 yıl öncesi kadar cari açığı kapatan bir etki göstermeyecektir. Neyse bu ayrı bir tartışma konusu.
Benim asıl merak ettiğim nokta, madem cari seviyeler TİM’in “uygun” diye düşündüğü seviyeler. Acaba TİM üyelerinin önümüzdeki dönemde ortaya çıkabilecek kur risklerine karşın kendilerini koruyacak ne gibi önlemler alıyorlar? Daha doğrusu önlem almayı düşünüyorlar mı? Bu konuda herhangi bir “kültür” değişimi görebilecek miyiz? Zira yine TİM’in kendi üyeleri arasında yapmış olduğu bir araştırmada üyelerinin yüzde 57’si kur risklerini yönetmek diye bir kavramdan haberdar değil.
Geçtiğimiz hafta içinda Halk Bankası ile birlikte kur risklerinin yönetilmesi için özel bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşma daha çok bir ”imkân” niteliğinde. Hazır bu imkân varken TİM üyeleri bu seviyelerden hedge yapmaya başlanacaklar mı? En azından önümüzdeki birkaç aydaki ihracat bedelleri için... Ya da toplam risklerinin belli bir oranı kadar... Diyelim ki yüzde 25 ya da 50’sini hedge edecekler mi?
Yoksa yine kurlar yükselecek diye beklemeye devam edecekler mi?
3.87’ye az kaldı. Belki zirveyi yakalayamazlar ama, geçmiş bir kaç aydaki kurlarla yaptıkları ihracatta bugünlerde kârlılar. Bu kârlarının en azından bir kısmını “garantilemek” fena bir fikir olmasa gerek!