Sell in May, go away!*
.
Borsalardaki yükseliş trendlerinde artık yorgunluk belirtileri artmaya başladı. Yorgunluk belirtileri yeni yükseklerin görülmeyeceği anlamına gelmiyor. Eğimi her geçen gün azalsa da ABD’de ve bizdeki yükseliş trendleri devam ediyor görünüyor. Geçtiğimiz hafta ABD’de açıklanan Chicago Fed verileri de bu fikri destekleyecek denli iyi geldi. Bir önceki ay 58.8 olan, bu ay için 60 beklenen endeksi 63.8 ile beklentilerin oldukça üzerinde açıklanmış durumda. Yeni siparişler 61.8’den 65.2’ye, istihdam 53.1’den 57.2’ye yükselmiş. Oldukça güçlü bir ekonomik toparlanmayı gösteren veriler. Bu hafta içinde görülme ihtimali olan yeni yükseklerin; geçtiğimiz hafta belirtmiş olduğum gibi; Dow Jones’ta 11.295, S&P 500’de de 1.229 seviyeleri olarak söylenebilir. Ancak “yorulan trendleri” daha da zorlayan bir haber de Goldman Sachs (GS) cephesinden geldi. GS hakkındaki soruşturmanın, dava aşamasına geçeceği haberleri ABD’deki hisse senedi piyasalarındaki gerilimi artırıyor. Cuma günkü düşüş bu sebeptendi. Çin Borsası zaten bir süreden beri, hem Çin Hükümeti’nin “balonu indirmeye” yönelik önlemleri hem de yuanın “revalüe” edileceği ve bunun yaratacağı olumsuzlukların da etkisiyle düşüyordu. Avrupa borsaları da bir türlü çözülemeyen ve artık diğerlerine sıçraması an meselesi olan Yunanistan meselesi nedeniyle zaten toparlanamıyordu. Açıklanacak bir “paket” hafta başında cılız toparlanmalar yaratsa da AB için bu yaz “çok sıcak” geçecek! (Pazar günü yapılan Maliye Bakanları Zirvesi’nin yeterli olacağına inanan var mı?)
Sebepler muhtelif olsa da “yorulan trendler” artık dinlenebilmek için “düzeltmelere” ihtiyaç duyuyorlar. Mayıs ayı da artık klasikleşmiş “Sell in May, go away (Mayıs’ta sat ve uzaklaş)” söylemiyle bu düzeltmelerin yaşanması için uygun bir ay gibi görünüyor.
Düzeltmelere bu hafta içinde başlanacak olur ise ilk aşamada S&P 500’de 1.155; Dow Jones’ta da 10.730 seviyelerinin bandının test edilmesi söz konusu.
İMKB 100’de de 59.300 seviyesinin üzerinde günlük kapanış olması durumunda yeniden 60.100 hedefi gündeme gelecektir. Ancak bu seviyenin üzerinde kapanış ol(a)madığı takdirde 57.050 seviyesinin test edildiğini görebiliriz.
Petrolde kritik günler!
GeçtİĞİmİz hafta bizim piyasalarımızı yakından ilgilendiren dış ticaret rakamları açıklandı. Mart ayında dış ticaret açığımız 5 milyar dolara yükselmiş durumda. Bunda nihai tüketim mallarındaki ithalatın artmasıyla, AB bölgesine olan ihracattaki artış hızının düşmesinin payı olduğu yorumları yapıldı.
Açığın artması bir yandan ekonomik toparlanma açısından olumlu olarak algılanırken, cari açıkla ilgili eski endişelerin yavaş yavaş gündeme gelmesi açısından önemli. Önümüzdeki dönemde AB cephesindeki sıkıntılar devam edecek olursa; ki bana göre komşu ile başlayan krizdeki son derece kötü yönetim sebebiyle artarak devam edecektir; GSMH’nin yüzde 4’ü civarında tahmin edilen cari açığın daha da artması söz konusu olacak.
Bu oranı daha da artırabilecek bir gelişme de petrol cephesinde yaşanıyor. Meksika Körfezi’ndeki bir petrol platformunun batması bir yandan çok ciddi bir çevre kirliliği yaratırken, diğer yandan petrol fiyatlarında da yükselmelere neden oluyor. Son haftaya kadar, NYMEX’in petrol kontratlarına karşılık fiziki depolamanın yapıldığı Cushing’deki (Oklahoma) stokların yüksek seyretmesi nedeniyle, Brent’in gerisinde kalan ABD hampetrol (WTI) fiyatları, sızıntının tanker trafiğini de geciktirmesi nedeniyle aradaki farkı kapatmaya başladı!
Okyanusun ötesindeki bir sızıntı bizi neden etkiliyor derseniz... Petrol kontratlarıyla işlem yapanlar; uzun zamandan beri 85 doların üzerine çıkamayan petrol fiyatlarını, bu seviyenin üzerine atabilmek için bu “sızıntıyı” kullanmaya başladılar.
Geçtiğimiz iki-üç haftada Brent petrolünden 4 dolara kadar geride kalan WTI, aradaki farkı 1 doların altına kadar indirdi. Bu durum aynı zamada Brent’i de destekliyor. Brent petrolünde (ki fiyatlama açısından bizi daha fazla ilgilendiriyor!) 87.9 seviyesi kapanış bazında yukarı kırılacak olur ise 91.90 seviyesine kadar bir hareket yaşanabilir.
Bu da tabii ki bizim genel faturamızın yukarı gitmesine, cari açığımızın daha da yükselmesine yol açacaktır!
Taksim’deki 1 Mayıs’ın işçilerin üretim araçları arasında en kutsalı olduğunu barışçıl bir şekilde yeniden hatırlatması özlenen bir tabloydu. Bu toplantının barış içinde ve coşkuyla kutlanmasını sağlayan işçi örgütleriyle, onlara gereksiz ve hasmane tepki göstermeyerek aynı olgunluğu ortaya koyan İstanbul Emniyeti’ni kutlamak gerek!
(*) Mayıs’ta sat ve uzaklaş