Saat meraklılarına...
.
Akıllı telefon teknolojisi o denli gelişti ki artık kolumuzda saat taşımaya bile gerek kalmadı. Bir yandan değişik zaman dilimlerini aynı anda görebilme bir yandan tarih, takvim ve kronometre olarak kullanma konusunda telefonlarımızda neredeyse yok yok.
Ağustos ayında, IWC’nin Shaffhausen’daki fabrikasına yolum düştü. IWC Da Vinci Perpetual Calendar modelinin “Manevi Babası” ve lüks saat sektörünün “Yaşayan Efsanesi” olarak bilinen Kurt Klaus ile görüşme şansına sahip oldum. Bu saat ustasının hikayesini de Fortune Dergisi’nin Eylül sayısında yazmıştım. Röportaj sırasında mikro mekanizmalara benim gibi meraklı olan ustanın başardıklarını gördükten sonra “Artık akıllı telefonlar var ve mekanik saatlerin yapabildiklerinden çok daha fazlasını yapabiliyorlar. İnsanlar neden mekanik saatlere para ödemeye devam etsinler?” diye sorunca Kurt Klaus, “Kimsenin perpetual calendar’a ihtiyacı yok. Ancak 500 yıl boyunca kesin ve doğru çalışacağını bilmek insanlarda hayranlık uyandırıyor. Mekanik saatlerin üretim adedi quartz saatlerle karşılaştırıldığında o kadar az ki yalnızca kendini özel hissetmek isteyen insanlar satın alıyor. Dolayısıyla bence mekanik saat trendi kesinlikle devam edecek. Bu bir duruş, kişinin kendini ifade şekli. Mekanik saatlere olan talebin devam edeceğine olan inacım tam” diye yanıtlamıştı.
Ekim ortasında Kurt Klaus Türkiye’yi ziyaret etmiş ve “IWC Saat Yapımcılığı Atölyesi”nde lüks saat meraklıları ile saat yapımcılığının sırlarını paylaşmıştı. Ben de oradaydım ve mekanik bir saati söküp yeniden monte ederken yapılan işin ne kadar zor ve hayranlık uyandırıcı olduğunu görme şansına sahip oldum.
Özellikle İsviçre mekanik saat üretimi konusunda oldukça başarılı ve bu konuda haklı bir üne kavuşmuş durumda. Yine geçtiğimiz hafta İsviçre’nin İstanbul Konsolosu Monika Schmutz Kırgöz’ün evsahipliğindeki bir toplantıda yılda 10 adet üretilen nadir ve değerleri minik birer servet olan el yapımı saatleri inceleme fırsatım oldu. Nihayetinde bu merakın bir sonu olmadığına karar verdim.
Yine de ulaşılabilir fiyatlarda ve kullananı “mutlu” edebilecek bir çok saat var. Servet değerindekilerle “ulaşılabilir olanların” bir arada bulunduğu bir sergi açılıyor önümüzdeki cuma günü. İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde 23 Aralık Pazar gününe kadar sürecek olan “Swiss Time in İstanbul” sergisinde 22 markanın 25 milyon dolar değerindeki saatleri sergilenecek.
Benim gibi saat meraklılarının ilgisine...