Saadet zincirlerinin sonuncusu: Madoff
.
Kastelli-Titan-Madoff... Bu isimler size neyi çağrıştırıyor? Bir de Arjantin ve hatta Sırbistan’daki “çakmaları”... “Bildiğiniz saadet zincirleri”... Yılbaşı arifesinde hazır piyasalar “tatil” havasına girmişken bu konuya değinmek istedim. Banker Kastelli, ardından Uzanlar’ın “çifte hesaplı” sistemleri, Titan adındaki “zincir”... Ve son olarak da “her şeyin kayıt altına alındığı” ve “sıkı sıkıya denetlendiği” ABD’deki 50 milyar dolarlık tarihin en büyük saat zinciri çöküşü: Bernard Madoff! Tüm bunların ardındaki en temel dürtü ne derseniz; insanların “açgözlülüğü” var! Saadet zincirleri, basit bir sistematikle çalışıyor! Yüksek getiri vaadiyle sisteme giren insanların anaparaları; bir öncekilere “vaat edilen yüksek getiriler” oluyor! Sisteme yeni katılım oldukça, zincir birbirine eklene eklene uzuyor.
Ne zamanki yeni “halka” bulunamazsa; öz be öz oğlunuz sizi “ihbar eder”... Tıpkı Madoff’da olduğu gibi! (Bu arada oğulları da aynı şirkette çalışırlarken, babaları ve patronları Madoff’u neden “ispiyonlasınlar” ki? Sadece basit bir “redd-i miras” ile kurtulacaklar mı yani?)
Dönelim açgözlülüğe... Zinciri kuranlar bunu para kazanma hırsıyla yapıyorlar. Bu açık.
Peki bu sisteme katılanlara ne demeli? Onlar açgözlü değiller mi? Tabii ki onların hırsı; bir anlamda zincir sistemini kuranların “kuruluş sermayeleri”. Yüksek getiri hırsına kapılan insanlar, bu getiriyi vaat edenleri bir şekilde buluyorlar. Hatta Madoff’un vak’asında, sisteme dahil olabilmek için adeta birbirlerini çiğniyorlar.
Makul getirilere razı olmayıp, fahiş getiri peşinde koşanlar; ister istemez; Kastelli, Uzan ya da Madoff gibi kendi cellatlarını “yaratabiliyorlar”. Cellatları derken... Madoff’a para yatırmış olan T.Magon de la Villehuchet adında 65 yaşındaki Fransız fon yöneticisi, New York’ta Madoff’a yatırdığı paraları tahsil etmeye çalışıp, bunu başaramayınca intihar etmiş. Yakınları; “işinin gereklerini yaptığını, ve fonunu yönettikleri için ‘iyi getiriler’ sağlamaktan başka bir şeyle suçlanamayacağını söylemişler” Reuters’ın haberine göre... Cari banka faizlerinin 3-5 katı getiriler sizce “masum” sayılabilecek “iyi getiriler” midir? Bence bu işte kimse masum değil!
En başta Madoff, ardından Villehuchet ve tabii ki Fransız aracılığıyla Madoff’a para yatıranlar... Hiçbiri masum değil, hepsi kendi çapında “açgözlülüğün” birer örneği...
Tüm bunlar olup biterken SEC (ABD’nin SPK’sı) ne yapıyor? Belli ki hiçbir şey... Yoksa sırf eski Nasdaq Başkanı olduğu için Madoff 50 milyar dolar toplayabilir mi? Eğer doğru dürüst denetlenip, takip edilseydi bence toplayamazdı. Ya da daha doğru bir deyişle toplayamıyor olması gerekirdi.
Suçun büyüğü; Madoff ve yatırımcılarında... Ancak az da olsa ki bence hiç de azımsanmayacak bir oranda SEC de (Securities and Exchange Commission) bu işte suçlu!
Nitekim bu şekilde düşünen ve Madoff’a 2 milyon dolara yakın para yatırmış olan 61 yaşındaki emekli Phyllis Molchatsky; Madoff nedeniyle uğradığı 1.7 milyon dolarlık zararı tahsil edebilmek için SEC’e karşı dava açmış. Bir devlet kurumuna karşı böylesi bir davanın kazanılması hayli zor. Yine de “saadet zincirlerine” karşı ABD kamu görevlilerine; görevlerinin hatırlatılması açısından gelinen aşama önemli.