Rant Lobisi Faiz Lobisi’ne karşı!
.
Hatırladığım kadarıyla Tansu Çiller’in literatüre kattığı; ekonomide veya iç politikada yaşanan sorunların sebebi olarak sıkça ‘göreve çağrılan’ dış mihrakların mali kanadının adı bu ‘Faiz Lobisi’ . Gezi Parkı olayları sırasında yeniden gündeme geldi yine.
Bu ‘lobi’ ne istiyor?
Ülkede işler karışsın, karışıklık çıksın, faizler yükselsin. Faizler yükselirken kurlar da yükselsin. Biz de hazır kurlar yükselmişken getireceğimiz dövizleri yüksek fiyattan bozdurup, yüksek faizlerden TL cinsinden faizli enstrümanlara (tahvil, bono ve mevduat) paramızı yatırıp yüksek getiri sağlayalım. Ülke bunu nasıl öderse ödesin. Nasılsa ödemek zorundalar yoksa bir daha borç vermeme ‘şantajı’ hep masada...
Bir de bu dış mihrakların iç uzantıları var. Onlar kim mi? Kısa ve uzun vadeli mevduat sahipleri... Uzun vadeliler kazandıkları ‘reel faizle’ geçinenler. Kısa vadeli mevduat sahipleri ise, işler karışırsa dövizde, borsada, emlâkta yatırım fırsatı kovalayanlar. Bunlar faizler düşsün isteyenler...
Bir de faizler düşsün isteyenler var!
Kimler mi bunlar? En başında devletin Hazine’si geliyor. Düşük sermayesine ‘kaldıraç kullanarak’ yüksek getiri sağlamak isteyen yatırımcı var sırada. Diğer bir grup da yüksek faizden bono almış olan ya da faizler yüksek, hisse senetleri düşükken hisse senedi almış olan yerli/yabancı yatırımcılar var! Bunların arasında ‘Faiz Lobisi’ olarak suçlanan paradan para kazanmayı amaçlayan banka ve finans kuruluşları var. Bir de ‘borçlu şirketleri’ saymak gerek. Genel Yayın Yönetmeni olduğum Fortune Dergisi’nin dün açıklanan Fortune 500 Türkiye listesinde bunun izlerini görmek mümkün. Asıl faaliyet kârları gerileyen şirketler, finansman maliyetlerinin düşmesi sayesinde toplam kârlılıklarını arttırabilmişler!
Son olarak da emlâktan para kazanmak isteyenler var. Gerek kamu, gerek yerel yönetimler aracılığıyla uygun koşullarla temin edilen arsalar üzerine konut projeleri geliştirip, bunları satarak kâr/rant elde etmek isteyen bir kesim var. Bunlar inşa ettikleri konutları kolayca satabilmek için hep ve devamlı düşük faiz isterler . Bu kesime ‘rant lobisi’ desek çok da hatalı olmaz.
‘Rant Lobisinin’ bir de ‘mecburi destekçileri’ var. Onlar da negatif reel faiz karşısında tasarrufları eriyen mevduat sahipleri. Tasarruflarına reel olarak enflasyondan daha az getiri elde eden mevduat sahipleri reel getiri elde edebilmek, en azından paralarının değerini koruyabilmek için emlâk yatırımına yöneliyorlar. İlk başlarda bu durum herkese para kazandırıyor. Ancak fiyatlar şişmeye başlıyor ‘balon’ oluşuyor. Kaçınılmaz bir şekilde bu balanlar da tıpkı ABD’de 5 yıl, Japonya’da 20 yıl önce patladığı gibi patlıyor ve geride bir enkaz bırakıyor!
Eğer ‘serbest piyasa’ ekonomisini benimsiyorsanız ‘Lobileri’ unutalım! Yukarıda bahsettiğim hiçbir grup bir araya gelerek ne bir lobi, ne de bir baskı grubu oluşturabilir. Faizlerdeki hareketler tamamen piyasa dinamikleri içinde gelişir. Eğer ki ekonominin politika yapıcıları gelişmeleri iyi analiz edip; ekonomi biliminin koyduğu temel kuralları unutmadan; zamanında doğru adımları atarlarsa her iki grup da ifrata kaçamaz! Doğrudan olması gerekmez, dolaylı müdahaleler ile bu iki ‘tercih grubu’ tahterevallide dengede tutulabilir.
‘Faiz Lobisi’ de ‘Rant Lobisi’ de yoktur, kötü yönetim vardır!