Piyasaya güvercinler mi şahinler mi yön verecek?
Piyasalar bu hafta iç siyasetin yanı sıra Fed’in Jackson Hole toplantısına kilitlenecek. Zirvede Fed Başkanı Yellen’den çok şahinlerin faiz artışıyla ilgili ne kadar ısrarlı olduğuna bakılacak.
Derecelendirme şirketlerinin yorumlarının öne çıktığı, piyasalardaki yeni hükümet beklentisinin yarattığı gerginlikle birlikte yoğun bir haftayı geride bıraktık, daha yoğununa giriyoruz. Her üç derecelendirme kuruluşu da geçtiğimiz hafta Türkiye hakkında görüşlerini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesine “randevu” verip, bu randevusuna gelmeyen Moody’s Cuma günü yaptığı açıklamada “...Cumhurbaşkanlığı seçimi, süregelen siyasi tansiyon ile en azından Haziran 2015’te düzenlenecek olan parlamento seçimlerine dek sürecek belirsizlik nedeniyle ülkenin ekonomik ve kurumsal kredibilite sorunlarını çözemeyebilir ” diyerek ilerisi için olumsuz beklentileri olduğunu dile getirmiş.
Açıklamadan benim anladığım; Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi “çekimser” kalan Moody’s 5 Aralık’ta; eğer o zamana kadar ciddi adımlar atılmaz, kayda değer pozitif iyileşmeler olmazsa; notumuzu kıracak! S&P ve Fitch’in açıklamaları daha önceki tarihlerde olacak ve onların açıklamaları çok da umut verici değil!
Yeni kabine önemli
10 Ağustos’taki seçimden bu yana yaşanan iç siyasi gelişmeler geçtiğimiz hafta piyasalardaki “kasveti” arttırdı! Bu haftanın sonuna doğru yeni Ak Parti Genel Başkanı’nın daha doğrusu muhtemel Başbakan’ın kim olacağının açıklanacağına dair bazı açıklamalar oldu. Bunların ne kadarı hayata geçecek bilinmiyor ancak piyasalardaki genel hava Ali Babacan’ın yeni kurulacak kabinede yer almayacağı, “hamasi söylemlere” sahip isimlerin ağır basacağı yönünde.
Ekonomi yönetiminin sadece not şirketlerine veya uluslararası yatırımcılara değil, bizlere de güven vermesi, iş dünyasına yön gösterebilecek isimlerden oluşması önemli. Hamasetin öne çıktığı, uluslararası kredibilitesi düşük olan veya olmayan isimlerin ekonominin dümenine geçmesi piyasaları tedirgin edecektir. Bu arada kabinedeki çoğunluğun “hamasi” olduğu buna karşın tek başına Babacan’ın yer aldığı bir kombinasyon da uzun vadede işimizi zorlaştıracaktır. Son aylarda olduğu gibi etkisi sınırlı olacak Babacan faktörü de birçok yatırımcıyı ikna etmeyecektir.
Irak’taki iç savaşın tüm şiddeti ile sürdüğü, Rusya ile Ukrayna arasında çatışmaların yaşandığı, ABD’de Ferguson’da gece sokağa çıkma yasağının ilan edildiği bir dünyada umarım Türkiye’yi sakin sularda tutabilecek bir kabine oluşturulur!
İç siyasetin yanı sıra bu hafta Çarşamba günü; Fed’in 30 Temmuz’daki Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanakları açıklanacak. Janet Yellen’den çok şahinlerin ne dedikleri, ne kadar “ısrarlı” olduklarına bakılacak! Aynı gün İngiltere Merkez Bankası’nın toplantı notları açıklanacak. Piyasalarca pek fazla dikkate alınmasa da Fed’den önce faiz arttırma ihtimali olan ilk gelişmiş merkez bankası olması ihtimalinden dolayı bu açıklamaları dikkatle izlemekte fayda var!
Fed kararını öteler mi?
Bu haftanın finansal piyasalar adına belki de en önemli olayı 21 Ağustos’ta başlayacak olan Jackson Hole toplantısı. Fed Başkanı Yellen’ın yapacağı konuşma merakla bekleniyor. Daha önceki toplantılarda eski Fed Başkanı Bernanke; bu toplantıları “Bedava Para Paketlerini” piyasalara “çıtlatmak” için kullanmıştı. Bu seneki toplantının teması “istihdam” üzerine olacak. Yine de piyasaların gözü kulağı bu toplantıda, Yellen’de olacak. Artık radara giren faiz artışlarının zamanlaması konusunda ipuçlarını yakalamaya çalışacak. Bu arada Wall Street’in önemli ekonomistlerinin bu sene davet edilmediği, basın dahil tüm katılımcıların katılım ücreti ödedikleri bu toplantıdan çok da önemli ipuçlarını yakalamanın mümkün olmayacağını düşünüyorum. Zira toplantının teması aynı zamanda Fed’in kararlarını öteleyebileceği iyi bir “mazeret”. Konu istihdam olunca faizlerin olabildiğince uzun süre düşük kalması tercihi öne çıkabiliyor ve bence bu Fed bu tercihi sonuna kadar kullanacak. Yine de FOMC notlarında ve Jackson Hole toplantısında şahinlerin ne dedikleri önem kazanacak.
BIST’te kritik seviye
UKRAYNA ve Rusya yaptırımları nedeniyle Alman DAX Endeksi ABD borsaları kadar “başarılı” değil! Bu hafta yeniden 9.000’in altına dönerse çok da şaşırtıcı olmayacaktır. BIST 100 Endeksi 76.692 ile haftanın en düşük kapanışını yaparken, teknik olarak önemli denebilecek 76.877’den geçen yükseliş trendini aşağı kırdı. Bu haftanın ilk yarısında 75.350’yi test etme olasılığı yüksek. Bu seviye kırılırsa 73.800 ve 72.550 seviyeleri resmin içine girer.
2.1390’ın altı zor
Dolar/TL tarafı geçtiğimiz Cuma günü 2.1775 ile seçimden önceki Cuma günü görülen 2.1878 seviyesine oldukça yaklaştı. Halen daha 2.1875 seviyesi önemli bir direnç. Bu seviyenin korunacağını düşünüyorum. Aşılacak olur ise 2.2250 seviyesinin test edilme olasılığı artıyor! Bu haftanın sonuna doğru IŞİD’in elindeki rehinelerin serbest bırakılabileceğine dair bazı söylentiler var. Eğer bu gerçek olursa; ki hepimizin en büyük temennisi bu; bir de Fed’den “ipe un seriyorum” tarzı haberler gelirse piyasalarımız haftanın sonuna doğru toparlanabilir. Ancak bu durumda bile 2.1390 dolar/TL seviyesinin altına inmemiz zor görünüyor!