Piyasalardaki aşırı iyimserlik uzun sürmez
.
Küresel hisse senedi fonlarına yılın ilk haftasında 22 milyar dolarlık giriş olurken borsalarda iyimserlik ‘tavan’ yapmış durumda. Bu denli ‘aşırı iyimserlik’ ortamının çok da uzun süre devam etmesi hayli zor gözüküyor. İyimserliğin ya da kötümserliğin uç noktalara ulaştığı dönemler aslında trend dönüşlerinin yaklaştığının habercisi.
Yılın ilk haftasında küresel hisse senedi fonlarına 22 milyar dolar girmiş! Bunun bir kısmının gelişmekte olan ülke piyasalarına girdiğini varsayarsak, gerek İMKB’nin gerekse MSCI endeksinin yeni yüksekler görmesinin sebebi az çok anlaşılabilir. ABD’deki “mali uçurum” endişeleri ile yılı hisse senedi piyasalarında satış ile kapatan yatırımcılar, yeni yıla yeni pozisyon açarak başlamayı tercih etmiş görünüyorlar. Aslında bu çok yeni bir “alışkanlık” değil. Geçtiğimiz 10 yılda (2008-2009 istisna) sıkça görülen bir durum bu! Ancak 22 milyar dolarlık haftalık giriş rekor rakamlardan birisi.
Hisse senedi piyasalarına giren bu para aynı zamanda piyasalar hakkındaki iyimserliği de yansıtıyor. Bu iyimserlikle beraber “korku endeksi” olarak adlandırılan VIX Endeksi de 13.22 ile Haziran 2007’den bu yana en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Tüm bu haberler hisse senetleri piyasaları için “iyi” denebilecek haberler.
Yılın ilk haftası, yılın geri kalanına bir gösterge olabilir mi? Henüz bunu söylemek için erken. ABD’de “borç limiti” tartışması henüz sonuçlanmadı. Yine de fonlara giren para, borç limiti krizinin de bir şekilde çözüleceğine inanıyor. “1 trilyon dolarlık platin para” çözümü ABD Hazinesi tarafından seçenek olmaktan çıkarılsa da şu veya bu şekilde bir çözümün olacağına inanılıyor. Haksız da sayılmazlar hani. Küresel krizin yaşandığı son 4-5 yıla bakıldığında gerek ABD’de, gerekse de AB’de “son dakika manevralarıyla” bir çok kriz çözülmedi mi? Uzun vadede yeni sorunlar ortaya çıkaracak olsa da kısa vadeli problemleri aşacak çözümler üretildi! Piyasalar da buna inanıyor işte!
Wall Street’te rekor beklentileri arttı
Her ne kadar Fed’in, tahvil alım programlarını 2013’te sonlandırması zor olsa da bunu tartışıyor olması da yatırımcıları fazla ürkütmedi. Eh, buna bir de Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faizleri değiştirmeyerek bir anlamda piyasalara “işler yolunda” mesajını vermesini, Japonya’da Başbakan Abe’nin likidite vanalarını sonuna kadar açacağını hükümet programı haline getirdiğini eklersek, fonlara yeni girişlerin olması çok da şaşırtıcı değil. Bu girişler ABD borsalarında bile (Nasdaq hariç) yeni rekorların kırılabileceği umutlarını arttırmış durumda. Dow Jones’ta yeni rekor kırılması için yüzde 6.2’lik bir yükseliş yeterli olacak!
Kısacası hisse senedi piyasalarında iyimserlik had safhada. Normal koşullar altında bu girişler aynı hızda olmasa da devam etmesi durumunda hisse senedi piyasalarında yükselişin devam etmesi kaçınılmaz! Ancak bu girişlerin her geçen gün ivme kaybedeceğini hatırda bulundurmakta fayda var. Bu denli “aşırı iyimserlik” ortamının çok da uzun süre devam etmesi hayli zor. Tüm finansal piyasalar ama özellikle hisse senedi piyasaları için; iyimserliğin ya da kötümserliğin uç noktalara ulaştığı dönemler aslında trend dönüşlerinin yaklaştığı dönemlerdir. Bu nedenle son girişlerin fiyatları bir süre daha desteklemesi mümkün ancak bu desteğin yakın bir zamanda “zayıflaması” olasılığı artacaktır.
Zayıflamanın başlayıp başlamadığını işlem hacimlerinden takip etmek mümkün. İşlem hacimlerinin “zirveler” gördükten sonra gerilemeye başladığını görürseniz bilin ki trendin değişimi yakındır!
Euro/dolar paritesinin seyri çok önemli!
Bu hafta hisse senedi piyasalarında; fon girişleri azalarak da olsa devam edecek varsayımıyla; yatay/yukarı bir seyir izlemesi ihtimali yüksek. Haftanın yakından izlenmesi gereken endikatörü euro/dolar paritesi. Geçen haftayı 1.3341 ile teknik açıdan önemli olan 1.3250’nin üzerinde kapatan euronun 1.3395’i test etme ihtimali var. Bu seviyenin üzerinde günlük kapanışların görülmesi 1.35 ihtimalini artıracak. Geçtiğimiz hafta ECB’nin “oy birliği” ile faizleri değiştirmemesi, Draghi’nin “euro krizi bitti” ve “2013 yılının ikinci yarısında AB ekonomisi” toparlayacak yorumlarıyla yaşanan bu yükselişin çok da uzun vadeli devam etmesi zor görünüyor. Yaşanan son yükselişin haftanın ikinci yarısında yerini en azından 1.3150’lere kadar bir düzeltmeye bırakması olasılığı yüksek!
Geçen hafta euro/dolar paritesindeki yükselişi destekleyen başka hiçbir gelişme yok ortada. Yen dolara karşı değer kaybederken, daha önceki yıllarda euro değer kazandıkça, yükselen emtia fiyatları bu kez değil yükselmek, tam tersine düştü. Bunlara altın ve gümüşü de eklemek gerek.
Ya euro/dolar paritesinde ya da emtia fiyatlarında bir “gariplik” var! Eğer euro doğru ise bu hafta içinde emtia fiyatlarının (dolar bazında) yükselmesi gerek. Yok eğer emtia fiyatları doğruysa (ki reel ekonomiyi doğrudan yansıttıklarından bu olasılık daha yüksek) bu durumda da euronun yeniden değer kaybetmesi gerekir. Ben “oyumu” ikincisine veriyorum şimdilik. Beni haksız çıkaracak tek gelişme yeni yılla yeni pozisyon açan fonların bir kısmının emtiaya da girmesi olacak. Çin’de beklentileri aşan enflasyon, muhtemel faiz artışlarının kapısını açacağı beklentisiyle; emtiada kısa vadede hızlı bir yükseliş olasılığını sınırlıyor!