Piyasalarda son 10 yılın en zor haftası
.
Gerginliğin zirve yaptığı finansal piyasalarda 10 yılın en zorlu haftasına giriyoruz. Ak Parti’nin miting kararı ve Emlak Konut’un halka arzının ertelenmesi gerginliği artırabilir.
Tek parti iktidarının başladığından bu yana; arada molalar verse de; çoğunlukla olumlu bir seyir izleyen finansal piyasalar için son 10 yılın belki de en zorlu haftasını yaşayacağız. Geçtiğimiz haftanın gerilimli; finansal piyasalar aşısından da “oynaklığın zirve” yaptığı günlerinden sonra bu hafta gerek Gezi Parkı’ndaki “durum”, gerekse de hafta sonu yapılacak Ak Parti mitinglerinin gerginliği bu haftaya damga vuracak.
Tedirginlik tırmanabilir
Finansal piyasalar “gözlüğü” ile baktığımızda; geçtiğimiz haftanın kapanışında gelen “Emlâk Konut GYO’nun ikincil halka arzının ertelendiği (iptal edildiği)” haberi olumsuz bir gelişme. Yüzde 80’nin yabancı yatırımcılara ayrıldığı bu ikincil halka arzda anlaşılan ya yeterli talep gelmedi, ya da gelen talep “arzu edilen fiyatın” altındaydı! Her iki halin de finansal piyasalara yansıması ilk bakışta olumsuz.
Yaşanan gelişmelerin bir başka endişe verici yanı daha var. Başta Başbakan olmak üzere bakanların ve Ak Parti MKYK üyelerinin; yaşananları halen daha “park/yeşil” ve “AVM” çerçevesinde değerlendiriyor olmaları. Ak Parti’den Cumartesi akşamı gelen “Ankara ve İstanbul’da iki ayrı miting yapılacak” açıklaması, yaşanmakta olan toplumsal gerginliği daha da tırmandıracağa benziyor.
Provokasyona dikkat
Sokaktakiler ile “politika yapıcılar” arasındaki bu çekişmeyi bir kenara bırakmadan bir kaygımı daha paylaşmak istiyorum. Toplumsal gerilim öyle bir noktaya geldi ki her türlü provokasyona ve manipülasyona uygun bir zemin oluştu! Şöyle bir an düşünün: Taksim Meydanı’nda ya da hafta sonu yapılacak Ak Parti mitinglerinde hiç de tahmin edilmeyen bir olay oldu, diyelim ki bir bomba patladı ve onlarca, yüzlerce kişi hayatını kaybetti ya da yaralandı. Biz yapmasak bile, manipülasyona bu denli açık bir ortamda gerçekten “dış güçler” ya da “komşularımız” tarafından organize edilecek böylesi bir “harekâtın” sonuçlarının neler olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Ben düşünmek bile istemiyorum. Umuyor ve diliyorum ki böyle bir olay yaşanmayacak.
Böylesi bir noktaya ulaşılmadan umarım toplumsal barış çağrısı yapılacak, Gezi Parkı ile başlayan olaylarla verilmeye çalışılan mesaj alınacak ve “Barış Süreci” ile başlayan; dayatmaların olmadığı, özgürlüklere saygı duyulan yeni bir Türkiye’yi yeniden inşa edebileceğiz.
Yönü içerisi belirleyecek
Bu hafta piyasaların yönünü dışarıdan çok içerisi belirleyecek. Ortamın bu kadar gergin ve belirsiz olduğu bir dönemde piyasalarda neler olabileceğini kestirmek gerçekten güç. Başbakan’ın Kuzey Afrika ziyareti sonrasında satır aralarında verdiği AVM’den “vazgeçilebileceği” mesajı bile piyasaları yumuşatmaya yetmişti. Cumartesi günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın, Pazar sabahı İstanbul Valisi H.A.Mutlu’nun açıklamaları da yumuşama süreci konusunda umut vaat ediciydi. Hafta sonu yapılacak AK Parti mitinglerine kadar daha “mutedil” bir tavır sergilenecek olur; en azında ortamı daha da gerecek söylemler gelmez ise; piyasalar da buna olumlu ve “yapıcı” tepki vereceklerdir. En azından Cuma günkü piyasa kapanışlarının “söylediği” buydu.
İyimserlik havası eserse faiz yüzde 5.80’e inebilir
Gösterge tahvil bileşik faizlerinde de önce yüzde 6.10 ardından da 5.80 seviyelerine kadar bir gerileme olabilir. Tabii ki bunlar “iyimser” bir havanın esmesi durumunda.
Yine de akıldan çıkarmamakta fayda var. Gezi Parkı olayları, Türkiye için önemli bir kırılma noktası. Her şeyin bundan üç hafta önce olduğu gibi olmasını beklemek hayalcilik olur. Toplumsal barışın inşası zaman alacaktır. Olayların; bir manipülasyonla, çok farklı bir boyuta geçmesini düşünmek, öylesi bir ortamda piyasalarda neler olabileceğinin tahminlerini yapmak bile istemiyorum. Umarım politika yapıcılarımız toplumda oluşan hassasiyetleri hamasetten uzak, sakin bir kafayla iyi analiz edip sağduyulu davranacaklardır. Aksi takdirde kaybedecek çok ama çok şeyimiz var!
Dolaylı müdahale asıl sorunu ortadan kaldırmıyor
Piyasalar açısından geçtiğimiz hafta kamu eliyle dövize “dolaylı müdahale” yapılması da önemli bir gelişmeydi. Müdahaleler temelde işe yaramaz, sadece zaman kazandırır! Gerilim sürecek olur ise olası müdahalelerin başarılı olma şansları da azalacak. Ben olumlu taraftan bakmayı tercih ediyorum. Hafta başında gerilimin yerini sükunete bırakması durumunda piyasalarda önemli “normalleşmeler” yaşanabilecek. Dolar/TL kurlarında 1.8620’ye gelmesi an meselesi bile olabilir. Geçen haftayı 200 günlük Hareketli Ortalamasında kapatan BIST’de de 80.800 seviyelerine kısa zamanda ulaşılması mümkün. Hele ki “Topçu Kışlası’ndan vazgeçildi” yönünde bir açıklama gelmesi ve Gezi Parkı’nın boşalması durumunda 85.600 seviyelerine kadar bile sürebilecek hızlı toparlanma görülebilir.