Piyasalarda kritik hafta!
.
Wall Street’te Dow Jones, 1970’ten bu yana en kötü Ocak ayını geçirdi
ve kritik seviye olan 8.000’den kapandı. Dow Jones, 7.940’ın altında kalacak olur ise; ki büyük ihtimalle olacak; bu hafta yeni diplere doğru bir hareketin başladığı hafta olabilir.
İç piyasa ise Davos’ta olanları henüz farkedemedi. 1999 yılında yaşanan depremin büyüklüğünü ilk günlerde farkedemediği gibi...
Piyasalar çok kritik bir haftaya başlıyor. Neden mi kritik? Her şeyden önce “Davos vakasının” hemen sonrasındayız. Diğer yandan Wall Street’te Dow Jones Endeksi; 1970 yılından (yüzde 7.6) bu yana en kötü Ocak ayı düşüşünü (yüzde 8.6) ve son krizdeki en düşük haftalık kapanışını yapmış durumda. Peki bu hafta düşüşün devamı gelecek mi?
Bu haftanın önemi hem dışarıdan hem de içeriden kaynaklanıyor.
Bu haftaya başlanırken; Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki çıkışı, ardından İstanbul Metrosu’nun yeni istasyonlarının açılış töreninde yaşananlar ve de sonrasında söyledikleriyle; “Davos vakası”, IMF tartışmaları; nedenleri, niçinleri, perde arkaları, hazırlıklı mıydı tartışmalarıyla enine boyuna incelenmiş durumda.
Piyasa bunlara göre bu hafta için bir karar verecek. “Vakayı” kulak arkası mı edecek, yoksa “enine boyuna” fiyatlayacak mı? Olay önemli olmasına önemli de, piyasanın bunun nasıl fiyatlayacağı daha önemli!
Davos daha farkedilmedi!
1999 yılındaki Marmara depremini takip eden ilk iki günde, piyasalarda çok ciddi bir sarsıntı olmamıştı. Yollar deprem nedeniyle kapalı olduğundan; deprem bölgesi, helikopter çekimleriyle televizyonlara yansıtılıyordu. Yukarıdan yapılan çekimlerde bazı binalar yıkılmış ama 2-3 katlı evler yerinde duruyordu. “Hasar o kadar da büyük değil” diye düşünen piyasalar depreme (değil olumsuz) herhangi bir tepki vermemişlerdi. Ne zamanki yollar ulaşıma açıldı; helikopter çekimlerindeki 2-3 katlı evlerin, aslında ilk 4-5 katı yerle yeksan olmuş 7-8 katlı apartmanlar olduğu (ve de durumun gerçekten vahim olduğu) anlaşıldı, işte o zaman piyasalar “dağılmıştı”.
Korkarım “Davos vakası” da benzer bir durum. Cuma günü iç piyasalardaki tepkilerin sınırlı kalması biraz şaşkınlıktan, biraz da IMF anlaşmasının yakında yapılacağı beklentisindendi. Ancak son gelişmelerle yakın zamanda “yapılacağı fiyatlanan” anlaşmanın ertelenmesi ihtimalinin yükselmesi henüz fiyatlara yansımış değil! Buna bir de Wall Street’te yeni dip görülme ihtimalinin eklenmesi, bu haftanın önemini biraz daha artıyor.
Yeni diplere hareket başlayabilir...
Dow Jones’ta bu hafta içinde 7.940’ın altında bir kapanış olması 6 Ekim 2008 haftasından bu yana 8.000 seviyesini “eşik” kabul eden (17 Kasım’la başlayan haftayı saymazsak) piyasalar için “kötü” bir haber olacaktır. Her türlü çabayı göstererek günleri (ve de haftaları) 8.000 seviyesinin üzerinde kapatan piyasalar; hafta içinde yeniden 8.250’lere kadar bir zorlama yapacaklardır. Ancak haftanın kapanışı 7.940’ın altında kalacak olur ise; ki büyük ihtimalle olacak; bu hafta yeni diplere doğru bir hareketin başladığı hafta olabilir.
Dolar 1.75 TL’yi yeniden zorlar mı?
Davos vakası piyasalarda “kulak arkası” edilse dahi; ruble, kron, zloty ve forint’in geçtiğimiz haftayı zirvelerinde kapatmış olması; dolar/TL’de bir baskı yaratacaktır. 1.6650’nin üzerine çıkılması ve iki iş günü bu seviyenin üzerinde kapanışlar olması 1.75 seviyelerinin yeniden test edilme ihtimalini artırır. Bu ihtimalin geçtiğimiz haftadan sonra artık yükseldiği söylenebilir. Aşılması durumunda 2.00 TL’li seviyeler konuşulmaya başlanacaktır.
Bono faizi yükselebilir
Davos vakası ile piyasalarda tedirginliğin artıp artmadığı; kurlarda olduğu kadar, bono cephesindeki hareketlerden de gözlenecek. İMKB cephesinde hem hacim hem de cari seviyeler itibarıyla daha aşağı inilmesi; en azından hacimli olarak; bonoya oranla daha zor. Bono cephesi öyle değil! Bu cephede hızlı denebilecek bir satış ile 15.60 bileşik seviyesi geçilir, ardından da 17.70 seviyelerine kadar gelinebilir.